psikohelp

Şizotipal Kişilik Bozukluğu  Tedavi Yöntemleri

Şizotipal Kişilik Bozukluğu  Tedavi Yöntemleri

  • Genelde aile zoru ya da başka etkenlerle terapiye başvururlar.Diğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi psikoterapi önerilir.
  • Tedavisi şizoid kişilik bozukluğuna benzerdir. Ancak hastanın değişen düşünceleri dikkatle ele alınmalıdır. Hastanın batıl inançları, büyüsel düşünceleri terapist tarafından yargılayıcı ve gülünç bulunmamalıdır.
  • Hastalığı ilerlemiş kişilerin hastaneye yatırılması gerekebilir. Depresif ve psikotik belirtilerin olduğu dönemlerde ilaç tedavisi de gerekli olabilir
psikohelp

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Ayırıcı Tanı

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Ayırıcı Tanı

  • Şizotipal bozukluk olanların aile öykülerinde şizofreninin olması ilişki kurma düşünce, davranış ve algılarında tuhaflıkların bulunması çekingen kişilik bozukluğundan ve şizotipalden ayırt edilebilir.
  • Ayrıca şizotipal kişilik bozukluğu olan hastalarda psikozların olmaması ile şizofrenik hastalardan ayırt edilebilir.
psikohelp

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Gidiş ve Sonlanış

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Gidiş ve Sonlanış

Thomas Mc-Glashan uzun süreli bir çalışmasında şizotipal kişilik bozukluğu olan kişilerin %10’ unun sonunda intihar ettiğini bildirmiştir. Bazı çalışmalar şizofreni yakınması olan pek çok hastanın şizotipal kişilik bozukluğu olduğunu göstermiştir. Ayrıca şizotipaller bir sürü tuhaf hareketlerine rağmen iş ve evliliklerini yaşamları boyunca sürdürür.

psikohelp

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Tanı Koydurucu Özellikler

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Tanı Koydurucu Özellikler

  • Şizotipal kişilik bozukluğunun başlıca özelliği yakın ilişkilere girebilme becerisinde azalma ile belirli toplumsal ve kişilerarası yetersizliklerin yanı sıra bilişsel ya da algısal çarpıklıkların ve alışılagelmişin dışında davranışların olduğu yaygın bir örüntünün olmasıdır.
  • “Şizotipal terimi ilk olarak Rado tarafından kullanılmıştır. Şizofren aileleriyle yapılan çalışmalar sonucu ilk olarak DSM-III’ e tanı olarak girmiştir. Şizotipal kişilik bozukluğu, şizofrenisi olan hastalarla aynı özellikleri gösterir ancak bu tanının ölçütlerini tamamlayamaz.”
  • Şizotipal kişilik bozukluğu olanların referans düşünceleri, batıl inançları, altıncı his, gaipten haber alma gibi inançları olabilir.
  • Hastalar aşırı derecede tuhaftırlar. Olaylar olmadan önce bunları ön görebilecek ve başkalarının düşüncelerini okuyabilecek özel birtakım düşünceleri olduğuna inanabilirler.
  • İç dünyaları farklı ilişkiler ve hayallerle doludur. Dinsel ve felsefi yaşantıları olduğunu iddia ederler. Zaman zaman belirgin olmayan algı yanılsamaları (ilizyon) olabilir.
  • Bu kişiler olayları oluşmadan önce bunları bilebileceklerini, özel yetenekleriyle başkalarının düşüncelerini okuyabileceklerini düşünürler.
  • Olayların gerisinde kimsenin anlayamadığı özel manalar olduğunu düşünebilirler. Başkalarına karşı büyüsel kontrol uygulayabileceklerini düşünebilirler.
  • Duygulanımlarında iniş çıkışlar vardır. İnsanlarla düzgün ilişkiler kuramazlar. Yabancıların yanında genelde kendilerini huzursuz ve gergin hissederler.
  • Özellikle yakın ilişkilere girerken rahatsızlık duyma ve zorlanma ortaya çıkar. Sosyal ortamlardan uzak kalma eğilimi gösterebilirler.
  • İnsanlar ile ilişkilerini artıracak ve kendilerini bu ilişkiler içinde iyi hissetmelerini sağlayacak bir onayı hemen hemen hiç almazlar. Dolayısıyla yakın arkadaş ya da sırdaşları pek yoktur. Şizotipaller kendilerini yaşamdan dışlanmış gibi görürler.
  • Kendi hislerinden farkında değildirler. Diğer yandan başkalarının ne hissettiklerine karşı çok ilgilidirler. Onların ne düşündüğünü telepati yoluyla anlamaya çalışırlar. Dış görünümleri garip ve farklıdır. Alışılagelmişin dışında hareket ve konuşmalar yapabilirler. Ayrıca konuşma sırasında alakasız konuşmalara girebilir.
  • Açıkça düşünce bozuklukları yoktur fakat konuşmaları açıklama gerektirebilir. Konuşmaları dağınık, soyut, anlaşılması zor, olağandışı olabilir. Günlük konuşma ya da terimlere farklı anlamlar yükleyebilirler.
  • Ağır stres altında geçici, kısa süreli psikoz belirtileri yaşayabilirler. Sınır (borderline) kişilik bozukluğu ile birçok ortak özelliği bulunur ve bazen ayırıcı tanısı yapılamayabilir.
  • Anksiyete, depresyon ve duygudurum belirtileri gösterebilirler. Çoğu zaman kuşkucudurlar. Çoğunda paranoid düşünce ve geçici psikotik belirtiler görülür. Depersonalizasyon (kendine yabancılaşma) hastanın hayatının bir parçası olmuştur.

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Etiyoloji (Ortaya Çıkartan Nedenler)

  • Şizotipal kişilik bozukluğunun etiyolojisi aile çalışmalarıyla açıklanmaya çalışılmıştır. “Danimarka Evlat Edinme Çalışmaları” kronik şizofrenlerin biyolojik akrabalarıyla şizotipal kişilik arasında bir ilişki bulmuştur.
  • 1978 yılında Kety ve arkadaşları kalıtım ve çevre etkileşiminin hastalarının bazılarının kişilik bozukluğu olarak kalmasını ya da kronik şizofreni haline geleceğini belirleyebileceğini öne sürdüler.
  • Daha sonra yapılan çalışmalar şizotipal ve paranoid kişiliklerin, şizofren akrabalarında kontrollere göre daha fazla görüldüğünü desteklemiştir.
  • Genetik belirleyicilerle yapılan çalışmalarda şizotipaller şizofrenlerle aynı tür bozuklukları göstermiştir.”
psikohelp

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Tanı Ölçütleri

Şizotipal Kişilik Bozukluğu Tanı Ölçütleri

  • Aşağıdakilerden beşinin (ya da daha fazlasının) olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, bilişsel ya da algısal çarpıklıkların ve alışılagelmişin dışında davranışların yanı sıra yakın ilişkilerde birdenbire rahatsızlık duyma ve yakın ilişkilere girme becerisinde azalma ile kendini gösteren ve toplumsal kişilerarası yetersizliklerin olduğu sürekli bir örüntü:
  • (1) referans düşünceleri
  • (2) davranışları etkileyen ve kültürel değerle uyumlu olmayan acayip inanışlar ya da büyüsel düşünce
  • (3) olağandışı algısal yaşantılar, bunlar arasında bedensel illizyonlar vardır
  • (4) acayip düşünüş biçimi ve konuşma
  • (5) kuşkuculuk ya da paranoid düşünce
  • (6) uygunsuz ya da kısıtlı duygulanım
  • (7) acayip, alışılagelmişin dışında ya da çok kendine özel davranış ya da görünüm
  • (8) birinci derece akrabalar dışında yakın arkadaş ya da sırdaşların olmaması
  • (9) yakından tanımakla azalmayan aşırı toplumsal kaygı, kendisi hakkında olumsuz yargılardan çok paranoid korkular bu bozukluğa eşlik etme eğilimi taşır
  • Sadece Şizofreni, Psikotik Özellikler Gösteren bir Duygudurum Bozukluğu, başka bir Psikotik Bozukluk ya da bir Yaygın Gelişimsel Bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır.
psikohelp

Şizotipal Kişilik Bozukluğu 1

Şizotipal Kişilik Bozukluğu / TANIMI VE TARİHSEL KÖKENLERİ

Şizotipal kişilik bozukluğu olan kişiler alabildiğine tuhaf kişilerdir.  Bu kişilerin davranışlarında, düşüncelerinde, konuşmalarında, görünümlerinde ve duygularında birçok olağandışı özellik vardır.

Büyüsel düşünceleri, acayip inanışları, referans fikirleri ve illüzyonları vardır. Paranoid özellikler gösterebilirler. Zor ilişki kuran, garip kişilerdir. Değişik bir tip izlenimi bırakırlar. Anlaşılması güç kişilerdir.

deneme

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

Empty tab. Edit page to add content here.

Bilişsel davranışçı terapide  TERAPİYE YÖNLENDİRİRKEN DUYGUSAL YOĞUNLUĞUNUN KULLANILMASI

Bilişsel davranışçı terapide  TERAPİYE YÖNLENDİRİRKEN DUYGUSAL YOĞUNLUĞUNUN KULLANILMASI

 

Hastalar hangi durumları,  konuşmak için getirmeleri gerektiğini fark edemeyebilirler.  onlardan bu durumlardaki  sıkıntılarının derecesini; var olan deneyimleri ile getirilen durumu tartışmanın  yardımcı olup  olmayacağı  olasılığına karar vermelerini isteyebilirsiniz. aşağıdaki kısa terapi konuşmasında, sally’in  tanımladığı başlangıçtaki duruma odaklanarak çok fazla bir şey elde edemeyeceğimizi  anında fark ettim.

 

Terapist: yani konuşmak istediğim problem oda arkadaşınla alakalı olan mı?

hasta: Evet

Terapist: bu hafta bir olay meydana geldi mi?

hasta: sanırım o benim yerime erkek arkadaşıyla dışarı çıkmak istediğinde kötü hissetmiştim

Terapist: ne kadar üzgün hissettin,%0-%100 arasında ?

Hasta: bilmiyorum belki %25

Terapist: Peki ya şimdi?

hasta:( düşünür) daha

Terapist: Bu çok üzücü bir durum gibi görünmüyor. bu hafta seni oldukça üzen başka bir durum oldu mu?

 

özetle, aslanların rahatsızlığının net bir resmini çıkarmayı amaçlayan onlara düşüncelerini ve duygularını açıkça ayırmaları da yardımcı olun. bu süreç boyunca onların duyguları ile Empati kurun ve durumlarının etkileyen yararsız düşünceleri değerlendirmelerinde yardımcı olun.

 

Bilişsel davranışçı terapide Duyguları Derecelendirme

                Bilişsel davranışçı terapide     Duyguları Derecelendirme

, Hastalar için bazen yalnız duygularını belirlemek değil, aynı zamanda yaşadıkları duyguların derecesini niceliğini de belirlemek önemlidir.  bazılarının yaşadıkları duygular hakkında işlevsiz inançları vardır. Örneğin küçük bir sıkıntı hissettiklerinde inandıklarında: bu inanç rahatsızlığı arttırarak dayanılmaz hale getirecektir. Duygu yoğunluğu derecelendirme öğrenmeleri hastaların bu inançlarını test etmelerine yardımcı olur.

Bununla beraber, etkili olan bir düşünceyi yada inanca karşılık verip vermeme ve bunu sorgulayıp sorgulama konusunda değerlendirmede bulunacaksınız, Böylece bu  bilişin  daha ileri müdahaleye gerektirip gerektirmediği ne karar verebileceksiniz .Bunu yapmaktaki başarısızlık Bazen sizin başarılı olan bir girişimi yanlış sonuçlandırmanıza yol açabilir ve bir sonraki düşünceye  ya da problemi zamanından önce başlamanızı yol açabilir. ya da tam tersi biçimde olabilir. hastanın artık problemler önce önemli bir şekilde etkilenmediğini fark etmeden, otomatik düşünceyi yada inancı tartışmayı sürdürebilirsiniz.

sonuç olarak belirtilen bir durumda ki duygu yoğunluğunu ölçmek size ve hastaya durumu daha yakından inceleme ve araştırma gerektirip gerektirmediği konusunda yardımcı olacaktır.Duygu yükünün nispeten daha az yoğun olduğu bir durumu tartışmak, önemli duyguların aktifleştiği  bir hastanın rahatsızlığını tartışmaktan daha değersiz olur.

 

çoğu hasta Duygu yoğunluklarını değerlendirmeyi oldukça kolay öğrenir.

 

Terapist: arkadaşım sana” üzgün, Şu an zamanım yok.” dediğinden nasıl hissettin?

hasta:  Oldukça üzgün, sanırım

Terapist: öyle bir  hayal et ki %100 üzgün  olduğum ya da %0  hiç üzgün olmadığın bir  durum olsun. o sana” üzgünüm Şu an vaktim yok” dediğinde ne kadar üzgündün?

hasta: yaklaşık%75.

 

Bazı hastalar özellikle bir rakam belirtmekte zorluk çekiyorlar yada  belirtmeyi sevmiyorlar. onları basitçe hissettiklerini derecesini” biraz”,” orta seviyede”,” çok”,” tamamen”” şeklinde değerlendirmelerini isteyebilirsiniz

 

Terapist: arkadaşım sana” üzgünüm Şu an zamanım yok” dediğinde nasıl hissettin?

hasta: üzgün.

Terapist: ne kadar%0’la  %100Arasında?

hasta:  emin değilim rakamlarla aram çok iyi değil.

Terapist: Biraz mı orta seviyede mi Çok mu yoksa tamamen mi üzgün hissettin?

hasta:  seçenekler nelerdir?

Terapist: işte Biraz mı orta seviyede mi çok mu tamamen mi üzgün hissettin Buna göre.

hasta: Anladım, Çok üzgün

Terapist: Tamam  derecelendirmemizi i yaptık şimdi bunun ne kadar kullanışlı olduğunu bakalım bu hafta hiç üzgün olduğunu bir zaman oldu mu?

hasta: Evet, dün gece kendimi odama kilitlediğimde

Terapist: şimdi yardımcı olarak, Ne kadar üzüntülüydün?

hasta: pekala, sanırım orta seviyeli çok yüzüne arasında.

Terapist: güzel  şimdi bu tabloyu her zaman kendini üzgün hissettiğinde bir rehber olarak kullanabileceği düşünüyor musun?

hasta:  Evet,  kullanabilirim