hipnoz

Sorunu Ortaya Çıkaran Olayın Etkisini Değiştirmek

Sorunu Ortaya Çıkaran Olayın Etkisini Değiştirmek

Çocuğun yeniden bilgilendirilmesi (ÇYB) en çok kullanılan tekniktir. İngiliz literatüründe informed child technique (ICT) olarak bilinir. Etkili yapıldığı zaman, hastanın geçirdiği şaşırtıcı değişimi sizde o anda gözlemlersiniz. Bu  tekniğin uygulandığı esnada hasta iki parçadır.. Bir parçası küçüklüğüdür (çocuk)  bir parçası ise şimdiki zamandadır (erişkin)..

hipnoz
hipnoz

İBO’yu bulduktan sonra çocuğu bir kademe daha geri götürün( olay başlamadan önceki bir zamana).. burada kendini emniyette ve güvende hissediyorsa gerçek İBO’yu buldunuz demektir. Çocuğun orada sizi beklemesini söyleyin. sonra erişkini onun yanına götürün.. ve erişkinin onun yanlış düşünce inanç veya değerlendirmelerini değiştirmesini sağlayın.. çocuk yeni bir anlayış kazansın.. yeni bir iç görü kazansın.. gerçekleri anlasın.. sonradan neler olacağını öğrensin.. erişkinin şimdi bildiklerini öğrensin.. yeni bir öğrenme düzeyine gelsin..

Bu işlem sonucunda çocukta muazzam bir değişim sağlanır. çocuğun değişmesi erişkinin de değişmesini sağlar.. bu teknikle çok hızlı bir değişim elde edersiniz.. çünkü olayın köküne gidiyor, eski programı kaldırıyor yerine yenisini yerleştiriyorsunuz.. yeni program yaşanmış gerçeklere dayalı bir program.. sizin ve erişkinin ortak çalışması ve anlayışıyla oluşturulmuş bir program..

Burada regresyon işlemini 10 adımda tekrar gözden geçirelim.

  1. Hastanın duygusunu ortaya çıkarın.
  2. Bu duyguyu geçmişteki olaya bağlantı için kullanın
  3. Olay yeniden yaşamasını sağlayın
  4. Olayı erişkin aklıyla tekrar değerlendirtin.
  5. Eski programları ortadan kaldır n
  6. Yeni programı yerleştirin
  7. İBO ve SGO’ları yeni anlayışla yeniden yaşatın.
  8. Çocukta oluşan değişikleri erişkinin de hissetmesini sağlayın
  9. O’nu bu değişiklikle geleceğe yönlendirin.
  10. ilave telkinlerle değişikliği güçlendirin.

Çocuğun yeniden bilgilendirilmesi işlemi evet. çocuğun kendini emniyette, rahat hissettiği yerde ve dönemde beklemesini sağlayın.. ve erişkinle konuşmaya başlayın..

  • “ küçük, x yaşındaki “O” sen burada bekle.. şimdi erişkinle konuşuyorum”

böylece O’nu ikiye bölmüş oluyorsunuz.. artık hangisiyle konuşmak isterseniz onun yaşını hitap ederek konuşabilirsiniz.

Erişkine şöyle diyoruz.

-“ birazdan sana çocukluk halinle konuşmanı isteyeceğim.. orada, hiçbir korku hissetmeyen, kendini güvende hisseden x yaşının yanına gideceksin. 3,2,1 şimdi oradasın.”

Burada amacımız henüz etkileyici olayı yaşamamış çocuğa, bu olayı yaşamadan önce, şu anda erişkinin bildiği bilgileri aktarması.  böylece, çocuk sorunu başlatan olayı etkilenmeden yaşama şansına sahip olur.. çünkü artık ne olacağını biliyor, gelecekte ne olacağını biliyor.. korkuyorsa, korkusunun gerçek olmadığını öğrenecek.. suçluluk duyuyorsa suçlu olmadığını öğrenecek.. öleceğini düşünüyorsa ölmeyeceğini öğrenecek.. başına kötü bir şey geleceğini düşünüyorsa, bunun gerçekleşmediğini öğrenecek.. ilerde büyüyeceğini, kendi ayakları üzerinde duran bir kişilik haline döndüğünü öğrenecek.. bu bilgiler onun olayla başa çıkmasını sağlayacak.. bir anlamda çocuk erişkinin şimdi sahip olduğu bilgilere sahip oluyor artık.. geleceği görüyor..

  • “şu anda kendini değiştirme gücünü ellerinde hissediyorsun.. şu anda bildiklerini x yaşının da bilmesini sağlıyorsun. O’na bilgilerini aktar. bildiklerini aktar.. ve kendini değiştir..”

Terapinin en dramatik anındasınız.. bu anı riske atmayın.. çoğu zaman erişkin ne söyleyeceğini bilemez. Bilse de farklı şeyler söyleyebilir. Bu nedenle erişkine bazı tüyolar  vermeniz de yarar var.. sizin verdiğiniz tüyolar çerçevesinde O’da yeniden çerçeveleme işlemini başlatır.

Bu nedenle erişkini önce biraz havaya sokmalısınız. biraz duygularına hitap etmelisiniz. Biraz cesaret vermelisiniz. Bazen elinin tutmanız, omzuna destek vermeniz gerekir.. artık tam bir koç’sunuz.. tam bir motivatörsünüz.. biraz babasınız.. ama destekleyen yol gösteren bir baba.. değişimi görmek, duymak, hissetmek isteyen bir kişisiniz.. onun yaşayacağı güzelliğin, değişimin keyfine ortak olmak isteyen bir kişisiniz..

Artık ikiniz bir takımsınız.. bu işi ele ele, akıl akıla, duygu duyguya halledeceksiniz.. geçmişe siz de onunla beraber gittiniz. . geçmişte bir mühendislik işlemi yapacaksınız.. geçmişte yeni bir yol açıp, şimdiyi değiştireceksiniz..

Şimdi sizin sıranız.. artık siz de sahnenin içindesiniz..

“ x yaşının neler yaşadığını, neler hissettiğini artık biliyorsun.. şu andaki olayların nereden kaynaklandığını öğrendin.. ne düşünüyorsun?. X yaşının bu olaylarda bu suçu var m ?” genellikle yok derler.. duraklarlarsa, ya da tersi bir imada bulunurlarsa, sesinizin tonuyla yönlendirme, söylemeden, ne yanıt istediğinizi belirtmeye çalışın..

-“ nasıl yani, o zaman bütün bu başına gelenleri hak ettiğini mi söylüyorsun.. bu davranışı hak ettin mi?” bu soru yeniden değerlendirme sağlar.. ve “hayır, hayır bu açıdan bir suçu yok.. “ gibi bir yanıt alırsınız..

-“ Böyle bir çocuğun annesi/babası/ablası vs (hangisi uygunsa) olmak ister miydin?”

-“ ne kadar sevimli bir çocuk değil mi?”

-“böyle bir çocuğu sever miydin?”

-“böyle bir çocuğun olmasını ister miydin?”

-“ oh, tabi ki çok sevimli, tabi iki onun çocuğum olmasını isterdim.. “

– “o zaman söyle ona.. sen çok sevimlisin de.. “

bu tip konuşmalarla erişkinin çocuğu sevimli ve masum bir varlık olarak görmesini sağlayın..

-“ onun hakkında sevimli bulduğun yönleri nedir?”

  • “ söyle ona, sen çok sevimlisin çünkü…..”
  • “ söyle ona, sen sevilmeyi hak ediyorsun çünkü…” böyle ucu açık cümleler kurarak erişkinin sevgisini güçlendirin..

burada çok güzel bir kontrol olanağı da buluyoruz.

eğer gerçekten bu konuşma, çocuğun ilk olaydan etkilenmediği bir dönemde geçiyorsa.. çocuk kolaylıkla bu yorumları, sözleri kabul edecektir.. çünkü o da suçsuz olduğuna, sevildiğine inandığı bir andadır. Ama eğer ilk olay daha gerideyse.. çocuk söylenenleri alaycı bir ifadeyle yanıtlar.. tam inanmaz.. duraksar.. ret eder.

Bu durumda ilk olay n gerisine bir zaman gidene kadar beraber geriletebilirsiniz. Ama doğrusu tekrar başa dönüp ilk olayı aramaya devam etmektir. Zorla çocuğun bu sözleri kabul etmesi için zorlamayın. Zorlarsanız kabul ettirirsiniz. Unutmayın, telkinlerin düşünülmeden, eleştirilmeden, kritize eden faktörün süzgecinden geçirilmeden kabul edildiği bir ortamda çalışıyorsunuz..

Erişkinden çocukla ilgili sevgi duygularını aldıktan sonra, çocukla konuşmaya başladın..

ilk yapmanız gereken O’nun büyüyeceğini, erişkin bir insan olacağını fark ettirmenizdir.

-“ nasıl, ne kadar da büyümüşsün değil mi?”

-“evet”

-“ne kadar yakışıklı/güzel bir insan olmuşsun değil mi?”

eğer çocuk erişkin halinden memnun kalmışsa, hoş bir rahatlama ifadesi gösterir. Yüzü yumuşar.. rahatlatıcı bir soluk salar. Vs.. özellikle sorunun kökünde korku, endişe, kaygı, panik atak, travmatik bir olay varsa.. bu olaydan kurtulmuş olmayı fark etmek çocukta büyük bir rahatlama sağlar..

-“ tüm bu olaylardan kurutulmuş olduğunu görüyorsun.. bu sende ne hissettiriyor?”

şimdi siz, gözlerinizi bir an kapayın ve geçmişte yaşadığınız ama geçmiş, bitmiş olan endişelerinizi düşünün.. o zamanlar ne kadar da üzüldünüz.. sınavlarda korktunuz.. işinizi kaybedeceğinizi düşündünüz.. bir hastalıktan kurtulamayacağınızı düşündünüz.. başınıza kötü bir şeyler gelecek diye kaygılandınız.. eğer o zamanlar şu anda içinde bulunduğunuz durumu bilseydiniz.. her şey ne kadar farklı olurdu değil mi?

Ya da belki kaygılarınız var.. sorunlarınız var.. borçlarınız var.. 3 sene sonrasında neler olacağını şu anda tam olarak bilseniz ne kadar güzel olurdu değil mi?

İşte çocuğun da o anda hissettikleri aynen böyle bir şey..

Çocuklarla rahat konuşan bir yapınız varsa, biraz daha onunla onun yaşına uygun canlandırmalar yapın.. çocuklar sır sever..

-“ bak şimdi sana bir sır veriyorum.. büyüyeceksin.. bu sırrı biliyorsun.. arkadaşlarının hiç biri kendi haklarında, gelecekleri haklarında bir şey bilmiyor.. ama sen şu anda bunu biliyorsun.. bunu bilerek hepsinden daha güçlü bir duruma geldin.. işte büyüklüğün yanında.. işte hayatta başına ne gelirse gelsin.. hepsinden sağlam çıkacaksın.. hepsinin üstesinden geleceksin.. işte ispatı sapasağlam karşında duruyor.. tüm bunları öğrendin.. bunu bilmek seni nasıl hissettiriyor.. ne diyeceksin?”

her zaman olumlu bir yanıt alacağınız garanti ederim.. büyük doğruları söylüyor mu? Çocuğun büyüğün söylediklerini tam anlamıyla kabul etmesi ve inanması gerekiyor.

Yoksa gerekli değişim sağlanmaz..

-“ büyüğün söylediklerine inanıyor musun.. sana doğruları söylüyor mu?”

…?

-“ sana yalan söylese anlamaz mısın.. çünkü sen onun küçüğüsün.. şu anda aynı

akıldan besleniyorsunuz.. sen onun hissettiklerini hissediyorsun.. o da senin hissettiklerini hissediyor.. bir birinizi anlıyorsunuz.. öyle değil mi?.. sana yanlış bir şey söylese hemen anlarsın değil mi?”

böylece çocuğun büyüğe güven duymasını sağlayın.. O’na tam olarak güvensin.. eğer hala tam emin değilse.. erişkine dönün..

-“ söyle Ona.. ona asla yalan söylemeyeceğini söyle.. onun gerçekten sevimli olduğunu söyle.. suçsuz olduğunu söyle.. ona doğruyu söylediğini söyle.. “

bu ikinci konuşma çocuğu ikna etmeye yeterli olacaktır.. çocuk bu doğruluğu kabul eder etmez tasdik leyin.

-“ yani sevimli olduğun, sevgiye layık olduğun, suçsuz olduğun doğru.. büyüyeceğin doğru.. bunları bilmiş olmak şimdi seni nasıl hissettiriyor?”..

emin olun ki.. kendini emniyette hissedecek.. güvende hissedecek.. çok iyi hissedecek.. çok farkl hissedecek.. artık erişkinle arsında sıkı bir bağ oluşturdunuz.. sıkı bir güven oluşturdunuz.. artık erişkin ne söylerse söylesin çocuk anında kabul edecektir.

Aslında O’da o anda tek bir kişi olduğunun farkında.. bunu biliyor.. bu nedenle şu telkinleri çok kolaylıkla kabul eder ve çocuğa söyler..

“ şimdi benim söylediklerimi aynen çocuğa aktar.. ben daima burada seninle birlikte olacağım.. seni asla terk etmeyeceğim.. asla yanlı olmayacaksın.. çünkü ben seni seviyorum ve anlıyorum.. “ bu sözlerin çocuk üzerindeki etkisini sorun.. yine olumlu yanıt alacaksınız.. çocuğun güvenini iyice güçlendirdiniz.

Şimdi bir adım daha atın..

-“ pekala erişkin.. şimdi sana bir soru soruyorum.. çocuk bizi işitemez.. GERÇEKTEN, AMA GERÇEKTEN.. ona yaşamında kötü bir şey oldu mu?”

çoğu zaman “hayır” derler.. çok kötü ortamda büyümüş olsa da.. artık erişkin başına kötü bir şey gelmediğini biliyordur.. yoksa burada bu koltukta olmazdı.. belki çocuğun başına kötü bir şey gelmiştir ama sonuçta bunu aşmıştır.. yaşamıştır.. büyümüştür. Tüm bunları bilmesi çocukta güven, huzur, rahatlık oluşturur.. çok kötü olaylar varsa.. çocuğun bunları önceden bilmesi onun yararına olacaktır.. bunları da öğrensin.. öğrensin ki bu olaylara hazırlıklı olsun.. başına ne gelirse gelsin sonuçta ne durumda olacağını artık biliyor çünkü.. tekrar İBO’ ı yaşasın.. ancak tekrar olayı yaşamadan önce.. çocuğun gerçekten anlayıp anlamadığını kontrol edin. Gerçekten başına kötü bir şey gelmeyeceğini anladı mı? Anladı mı?.. birazdan başına gelecek olaydan alnın akıyla çıkacağını biliyor mu artık?.. tamamsa.. tamam.. tamam, çünkü artık yalnız değil.. erişkin de orada onunla birlikte olacak.. yardım gerektiği her an yardımına hazır olacak.. istediği duymak istediği başka sözler var m ?.. daha fazla destek ister mi?.. mümkünse, olayı, İBO’yu yeni bir anlayışla yaşamasını sağlayın.. o kötü olayın ona güç kazandıran, onu eskisinden daha güçlü ve deneyimli hale getiren bir olay olarak görmesini, hissetmesini sağlayın.. onu acıtan bir olay ona güç veren, ona hayatında daha güçlü olmasını sağlayan bir olay haline dönsün.. olaya başlamadan önce, kendisinde hiçbir suç olmadığını, hiçbir eksik tarafı olmadığını, kendisine söylenenlerin yanlış olduğunu bilsin.. iyi olduğunu bilsin.. sevilmeyi hak ettiğini bilsin.. yaşamında ne yapmak isterse, tüm bunları gerçekleştirecek akla, yetenek ve güce sahip olduğunu bilsin.. o olayda sorunun kendisi olmadığını bilsin.. sorunlu olanlar varsa ötekiler olduğunu anlasın.. erişkinle konuşun son olarak.. “şimdi o tekrar olayı yaşayacak.. senin verdiğin bilgileri bilerek.. o zaman gerçekten bilmek isteyeceği bilgilerle donanmış olarak yaşayacak.. ve sen de bu sefer ondan gurur duyacaksın..” olayı tekrar yaşadıktan sonra bu gururu çocuğun da duymasını sağlayın.. diğer olaylara başlamadan önce kendinden gurur duymaya başlasın.. burada güzel bir çevirme yapıyoruz.. olayı artık çocuk yaşarken erişkin gözlemliyor ve bize naklediyor.. çocuk yaşarken erişkinden rapor alın.. “ ne yapıyor?.. bu sefer ne hissediyor

Çok dikkatle gözlemleyin.. en ufak bir zorluk belirtisi görürseniz müdahale edin.. eğer hala suçluluk, korku vs gibi şeyler hissediyorsa..

  • “her şey dursun.. erişkin ona yardımcı olacağını söylemiştin.. hemen yanına git.. ona destek ol.. yardım et.. bu olaydan kendisini iyi hissederek çıkmasını sağla.. “

terapist olarak her an her yerde koçluğunuzu sürdürün. Bu olaydan güçlenmiş olarak çıkması için tüm enerjinizle savaşın.. bunu sağlayın.. engellemeleri görünce hemen müdahale edin. Ya zorlanmaması için başka yeni bilgileri çocuğa aktarın. O andaki hislerinizi, iç gücünüzü harekete geçirin.. kendi hayal gücünüzü yardıma çağırın.. sanki acı çeken ( sanki değil aslında doğru) size el uzatmış bir çocuk sizden yardım bekliyor.. erişkine tam güvenemiyor..

ya da onun kendisini güçlü hissetmesi için başka gerekli teknikleri kullanmayı düşünün. Özellikle baş edilemeyen bir duygu veya travmatik bir olay söz konusuyla burada yapılması gereken.. kendiliğinden oluşmamış bir boşaltma ihtiyacını soruşturmaktır.. o duygunun bir şekilde boşaltılması gerekiyordur. İlerleyen bölümlerde buraya tekrar geleceğiz.. eğer hala şüpheniz varsa.. olayı tekrar yaşatın..

-“ eğer aynı şeyler tekrar olsaydı aynı şekilde üzülür müydün?” şüphesi varsa.. şüphesini ortadan kaldıracak çareleri aramaya devam edin.. etkilenmemesi için nasıl bir desteğe ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışın.. etkilenmeyeceğinden emin olunca tekrar olayın içine gönderin.. ilk kez yaptığımız gibi yine erişkinden bilgi almaya devam edin.. gerekli olduğu kadar bu işlemi yeni baştan başlatabilirsiniz.. ama pratikte 2. kez yapıldıktan sonra sorun kalmaz.. birkaç kez yapılmasına rağmen netice alınmıyorsa desentizisasyon işlemini uygulayabilirsiniz.. yani sürekli olayı tekrar yaşatarak emosyonel etkiyi yok edebiliriz. Ama pratikte çok başvurduğum bir yöntem değil açıkçası. Bugüne kadar büyüğünün verdiği bilgiyi kabul etmeyen çocukla karşılaşmadım.

O halde çocuğun bilgilendirilmesi olayına şöyle kuş bakışı yeniden bakalım..

  • ISE öncesi döneme gitmelisiniz.
  • Çocuğa hangi bilgiler gerekiyorsa onların aktarılmasını sağlamalısınız.

Bu bilgiler çoğunlukla erişkin hastadan gelmeli. “ erişkin ol.. şimdi bildiklerini o zaman bilseydin ne kadar iyi olurdu değil mi?” Olumlu yanıt alınca bu bilginin ne olması gerektiğini sorun.

  • Çocuğa verilmesi gerekli bilgiyi ondan aldıktan sonra onu çocuğun yanına götürün

Onun ona hangi bilgiyi vereceğini test etmeden onu götürüp “hadi şimdi ona konuş” demeyin. Tabi bazı kişiler çok daha iç görü sahibi ve zeki olabilir. Bu kişilerde daha gevşek davranabiliriz. Ama verilecek bilginin zararlı olmadığını önce test etmekte her zaman yarar vardır.

eğer erişkin sıkıntıdaysa ona yardım edin. Çocuğun temel sorular sorulduğu zaman neler söylediğini dikkatle dinleyin. O’nu ne böyle düşünmeye ve hissetmeye sebep oluyor. Bu nedenler mantıklımı? Hastanın öyküsü açısından mantıklı mı? Dünyanın işleyişi açısından mantıklı m ?

  • çocuk erişkine inanıyor mu?
  • daha fazla bilgiye ihtiyacı var m ?
  • verilen bilgilerle olayı farklı açıdan değerlendirecek mi?
  • Sonra çocuğun olayı tekrar yaşamasını sağlayın. Eğer ağır bir travma yada acı söz konusu ise;
  • olayı kendisinin sessiz bir şekilde yaşaması uygun olabilir.
  • daha uygunu erişkinin olayı yaşarken neler olduğunu bize bildirmesidir.

Çocuğun olayı yeniden yaşarken duyguyu, davranışı ya da semptomu yanına almadığını kontrol edin.

Eğer çocuğun ISE den temiz olarak çıktığından emin olursanız devam edin.

Yanlış algılamanın düzeltilmesi ile ilgili bir örnek..

Yanlış algılama, çocuğun yanlış algılamasıdır.. O çocuk olayı nasıl yanlış algıladıysa öyledir.. biz sadece onun hissettiği algılamayı düzeltmekle yükümlüyüz.. bunu bir örnekle açmak istiyorum..

Bir olaya gittik.. ve orada çocuk sevilmediğini hissediyor..

-“ annem beni sevmiyor”..

biz, terapist olarak peşinen bunun yanlış olduğunu kabul edersek.. çok yanlış bir adım yapmış oluruz.. eğer bu his.. gerçekten yanlış bir algılamaysa.. onu erişkin fark edip çocuğa söylemesi gerekir.. erişkine sorun

-“ erişkin ol.. erişkin.. bugüne kadar annenle olan ilişkilerinden.. her şeyi biliyorsun anne hakkında.. gerçekten anne seni hiç sevmedi mi? Gerçekten hiç sevmedi mi? genellikle “ hayır sevdi ama o zaman bunu tam gösterememiş..” gibi bir yanıt alırsınız.. ama diyelim ki.. erişkin de.. “ evet hiç sevmedi” dedi.. şimdi erişkinin algısı da mı yanlış.. bu bizi ilgilendirmez.. erişkini algısını doğru kabul etmekle yükümlüyüz.. o zaman ne yaparız?..

bir kez daha soruyu şöyle sorabiliriz.. “ ben sevgisini gösterip göstermediğini sormuyorum.. hiç sevgisini göstermemiş olması.. hiç sevmediği anlamına mı geliyor.. yani gerçekten hiç sevmedi mi seni?” burada bir düzeltme yapabilir.. “evet sevmiştir..” böyle bir yanıt aldıysanız.. o zaman.. bu duyguyu güçlendirmek gerekir..

  • “ yani seni sevdi.. zaten bir anne çocuğunu sevmemezlik edebilir mi?..

-“ “tabi ki sever..”

-“o zaman annenin seni sevdiğini söylüyorsun değil mi?.. bu doğru mu?”

-“ tabi doğru?..”

-“ o zaman çocukken de sevmiş midir?..”

-“tabi beni daima sevmiştir..”

bundan sonra artık çocuğu doğru bir şekilde bilgilendirebilir..

Ama.. her şeye rağmen..

-“ hayır beni hiç sevmedi” yanıtında ısrar ederse..

-“ oh.. o zaman keşke bunu çocukken bilseydin ne kadar iyi olurdu değil mi.. çünkü sen boşu boşuna o seni sevsin diye çabaladın.. üzüldün.. hep kendini ona beğendirmeye çalıştın.. ama senin elinden zorla kendini sevdirmek gibi bir güç yoktu.. bunu bilmek aslında yaşamını ne kadar kolaylaştırırdı değil mi?.. o bunu bilseydi.. ne kadar iyi olurdu değil mi?.. hadi gel gidip onu bilgilendirelim.. annesi için uğraşmasın.. onu başka sevenler vardır… değil mi.. babası.. dedesi.. her hangi biri?..”

burada anlamamız gereken.. çocuğun kendisini mutlaka sevildiğini anlaması değildir.. yani sevilmemişse gerçekten.. sevilmemiştir.. amacımız çocuğun algılarını.. gerçeğe doğru yaklaştırmaktır.. gerçek neyse o’dur.. sorun yaratan gerçeği algılamak değildir.. sorun yaratan gerçekle çelişen duygulardır.. ama sorunu burada böyle bırakırsanız.. yeni bir sorun yaratmış olursunuz.. burada amacımız.. gerçek bu diye çocuğun sevilmeye layık olmayan biri olduğunu onun zihnine çakmak da değildir.. Çünkü gerçekte mutlaka o’nu seven biri olmuştur.. kimseyi bulamazsanız.. erişkin o’nu sevmektedir.. (inşallah. )

Psikolog, psikoterapist, şişli psikolog, Mecidiyeköy, psikolojik danışmanlık merkezi, osmanbey, fulya, çocuk, aile, sosyal fobi, kaygı, özgüven, okb, obsesif kompülsif bozukluk, okb, obsesif kompülsif kişilik bozukluğu panik atak, çekingen kişilik bozukluğu, Avrupa yakası, hipnoterapi, cinsel terapi