içgörü nedir ?
içgörü nedir ? içgörü bireyin kendi düşünce duygu ve davranışlarının farkındalığının olması halidir. psikoterapi de bireyin sorunlarının çözümlenmesi için yeterli bir içgörüye sahip olması gerekir.
Danışanlar psikolojik problemlerin üstesinden gelebilmeleri için kendi ruhsal analizlerini yapmak, gözden geçirmek daha sonrasında bir uzman psikologdan destek almayı istemeleri yada psikolog desteÄŸini reddetmemeleri gerekir. bunun yanında profesyonel destek arayan kiÅŸi içgörüsü sayesinde yaÅŸamış olduÄŸu problemi için destek arama davranışı kiÅŸiyi problemini çözme konusunda atmış olduÄŸu en büyük adım olacaktır. Bunu saÄŸlayan ÅŸey ise içgörüdür. içgörüsü düşük bireyler destek alma konusunda istekli deÄŸillerdir.Â
içgörüsü olan bireyler zayıf kalmış yada gelişmemiş, gelişimi durmuş kişilik yönleri için çözüm arayışında olurlar. doğal olarak bebeklik dönemlerinde fikse olmuş, bazı dönemlerde takılı kalmış bireylerin, kişilik bozukluğu olan bireylerin destek istemesi daha zordur. çünkü destek istemek için kişinin kendini analiz etmesi gerekir. yani bir parça içgörü gerekir.
içgörü yapısı ve işlevi gereği psikoloji ve doğal olarak psikoterapi için önemli bir noktayı oluşturmaktadır. bundan dolayı birçok teori, araştırma ve deney konusu olmuştur.
ilk olarak bahsedilmesi gereken temel iki türü vardır. emosyonel içgörü ve entellektüel içgörü. emosyonel içgörü kişinin kendi yaşantısını tanıması ve bu yaşantısını düzenleyebilecek kadar farkındalık düzeyine ulaşmasıdır. içgörü emosyonel düzeyde olursa psikoterapide değişim için değişim aracı olur. entellektüel içgörü ise dışarıdan edinilen bilgilerdir. sağlıklı bireyler entellektüel içgörülerini emosyonel içgörü için kullanmakta daha başarılıdırlar.

Patolojik olarak içgörü ile ilgili ilk çalışmalardan birini yapan Jaspers’ e göre içgörü; hastalık ve hastalığın getirdiği semptomların, farkında varmasıdır. Jaspers ‘e göre içgörü ya vardır yada içgörü yoktur. (Jaspers 1913,1952).içgörü nedir
içgörü nasıl geliştirilir
sonraki zamanlarda içgörü ile ilgili daha geniş açıklamalar yapılmıştır. Bunlardan birinde, içgörünün beş aşamada incelenmesi gerektiği önerilmiştir: birincisi, danışanın kendi semptomları hakkındaki düşünceleri. İkincisi semptomların olduğunu kabul etmesi konusunda ki düşüncesi, üçüncüsü probleminin nedenleri hakkındaki düşünceleri, dördüncüsü probleminin semptomlarının yinelemesi ile ilgili duyarlı olması, beşincisi, tedavi sürecinin kıymeti ve gerekli olduğu hakkındaki düşünceleridir.içgörü nedir
bireyin özyeterliliğinin ve özfarkındalığının ortaya çıkarılabilmesi için danışanlara içgörü kazandırmak terapötik bir hedeftir. hemen hemen bütün psikoloji ekolleri içgörüyü psikoterapi süreci için önkoşul olarak görmüşlerdir
buna göre içgörünün yeterliliği bireyin kendi duygu, davranış ve düşüncelerini farkında olması ve sağlıklı değerlendirmesi ile ölçülebilir içgörü azlığı veya yoluğu durumlarda genellikle birey savunma mekanizmaları tarafından işgal edilmiş olur. inkar eder , yansıtır,içgörü nedir
içgörü sahibi olmak bireyleri yeni farkındalık alanları açtığı için, daha olumlu düşüncelere yönelebilmektedir. doğal sonucu olarak yeni farklı geliştirici bir odak noktası oluşturabilmektedir.
içgörü nedir
içgörü nedir
[…] Bir çocuÄŸun en temel ihtiyaçları sevgi ve ilgidir. Narsistik özelliklere sahip bir ebeveynle büyüyen çocuk, ebeveynden o ilgiyi ve sevgiyi alabilmek için çabalar durur. Fakat narsist ebeveyn için bu yeterli olmayabilir ve çocuÄŸu sürekli eleÅŸtirebilir çünkü ebeveyn çocuÄŸu olduÄŸu haliyle kabul etmekte zorlanır. Ancak ebeveynin istediÄŸi kiÅŸi olabilirse ona bu sevgi ve ilginin bir miktarını gösterebilir.-meciidyeköy psikolog […]
[…] DeÄŸiÅŸmez kabul edilen bu sınırlayıcı kavramların zaman içinde aşındıklarını söyleyebiliriz. Toplumlar geliÅŸtikçe cinsiyetlere atanan roller anlayışımız da geliÅŸip deÄŸiÅŸiyor. Çünkü insan bu roller baÄŸlamında öngörülen ve kabul edilenden daha karmaşık ve çeÅŸitli bir yapıdır. 21. Yüzyılla beraber cinsiyet rolleri ve meslek gruplarına yönelik üstü örtük tutumlarda önemli bir deÄŸiÅŸim yaÅŸandı. Kadınlar, finans, bilim, teknoloji, mühendislik, polislik gibi erkeklerin domine ettiÄŸi sektörlerde giderek daha fazla yer almaya baÅŸladı. Aynı ÅŸekilde erkekler de kadınların hakim olduÄŸu sektörlerde kariyer edinmeye ve cinsiyet çeÅŸitliliÄŸine katkıda bulunmaya baÅŸladı. Yalnızca kariyer ve istihdam baÄŸlamında deÄŸil, hayatın birçok alanında cinsiyet rollerinin aşındığını söyleyebiliriz. Kültürel beklentiler ve geleneksel normlar hala cinsiyet normlarını ve sapmalarını güçlendiriyor. Bu baskı, bireylerin toplumsal olarak kabul edilme uÄŸruna kendi kiÅŸiliklerini, isteklerini, hedeflerini bastırmasına ve buhrana yol açabilir.-beÅŸiktaÅŸ psikolog […]