içgörü değerlendirme ölçeği

içgörü değerlendirme ölçeği

tanı amacıyla değildir. ön değerlendirme amacı ile kullanılır.

DESTEK ALMAK İÇİN İLETİŞİME GEÇİN

Uzman Klinik Psikolog Haşim BELTEN, 34394, İstanbul istanbul, Fulya Mahallesi Ortaklar Caddesi. Mevlüt Pehlivan Sok. Şıpka Apt. No:4 Daire:11, Mecidiyeköy / şişli/ İstanbul - Telefon: 0212 216 23 67 kinci telefon: 05419638987 E-posta: hsmbelten@gmail.com

 

 

Fortune-500-Psychology-300x172

psikolojik bozuklukların içgörü düzeyleri

psikolojik bozuklukların içgörü düzeyleri

hemen hemen tüm psikolojik sorunların içgörü sorunu vardır. gerek bireysel gerekse toplumsal içgörü sorunu psikolojik sorunları daha da derinleştirmektedir. bunun için alınacak önemli iki yönlü olmalı hem politikaların içgörüyü geliştirecek bir temelde gitmesi hemde bireysel farkındalık için psikolojik temelde kişisel gelişimin sürdürülmesi gerekir.

Şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar: Hastalığın aktif döneminde, semptomların psikolojik bir hastalık olduğu çoğunlukla reddedilir ve tedavi kabul edilmez. genellikle tedavi yarım kalır. tamamlanmaz

Paranoid bozukluklar: çoğunlukla daha ileri yaşlarda görülen bir psikolojik bozukluktur. aşırı Kıskançlık, devamlı şekilde kötülük görme, çoğunlukla onun için önemli kişilerin kendisine aşık olduğu biçiminde hezeyanlarla süregiden bir psikolojik bozukluktur. Hezeyanlar genellikle inandırıcıdır ve hezeyan dışında başka konularda işlevsellik fazla bozulmadığı için bozulma derecesinin farkına varılması zordur. Bir psikolojik problem olduğu kabulu gerçekleşmez ve tedavi genellikle reddedilir.

Bipolar bozukluk: genellikle mani dönemlerinde problemin farkına varılmaz ve tedavi kabul edilmez. majör depresyonda tedaviye uyumu daha iyidir.

Kişilik bozuklukları: genellikle danışan kendinde psikolojik problem görmez ve başkalarını suçlama eğilimi vardır. davranımlarının  psikolojik temelleri kabul ediyor gibi görünürtler ama genellikle tedavi yarım kalır

Madde kullanım bozuklukları: Alkol ve madde kullanma erken gelişim dönemlerinde bir sorun olduğu ve tedavi genellikle reddedilir. Bağımlılığın daha ileri aşamalarında problem olduğu kabul edilse bile diğer kişiler suçlarlar ve psikoterapiye başvurma ertelenir. İleri aşamalarda psikoterapi kabul edilse de tedavinin gereklerine pek uymazlar

Hastalık hastalığı: Bu psikolojik sorunun temel problemi zaten hastalığının bir psikolojik kökenli olmadığı, tam tersine tamamen fizyolojik temelli olduğu düşüncesi yatar

Vücut dismorfik bozukluğu: vücutların da bir kusur olduğu düşüncesi yaygın olan bu hastalıkta genellikle psikolojik sorunu kabul etmezler.

Somatizasyon bozukluğu: danışanda birçok semptom olduğu için devamlı doktor gezerler, ama genellikle tanı almazlar psikoloğa geldiğinde genellikle hastalık ilerlemiştir ve semptomların psikolojik kökenli olduğunu kabul ettirmek güç olur

Obsesif-kompulsif bozukluk: okb hastaları genellikle problemlerinin farkında olmakla beraber semptomlar gizlendiği için genelde tedaviye başvurmazlar.bazı danışanlar sorunu kabul etmezler

Travma sonrası stres bozukluğu: birey travmatik bir durum (deprem, taciz, tecavüz vb) yaşadıktan sonra yaşanan durumla ilgili anıların devamlı zihni meşgül etmesi. Bu durum genellikle uzun süre devam eder.

Yaygın anksiyete bozukluğu: Günlük olaylar karşısında çok fazla kaygı duyma durumudur. çoğunlukla küçüklükten beri var olduğu için bir psikolojik problem olduğunun farkına varılması güç olmaktadır ya da diğer kişi ve olaylar veya kendisini suçlayarak tedavi kabul edilmez

Uyku bozuklukları: Belirtileri kabul edilmesi danışan tarafından daha kolay olmakla beraber, kendilerince mantıklı bir açıklması olduğunu düşündükleri için tedaviye başvuru düşüktür

Yeme bozuklukları: psikolojik temelli olduğu düşüncesi danışanlar arasında pek yaygın olmadığı için daha çok diyetisyenlere başvuru yapılır

Cinsel işlev bozuklukları: sorun genellikle ya kabul edilmez yada kabul edilse de tedaviye gelmek çok güç olmaktadır

Fobiler: fobik durumlar hayatının içinde eğer çok görünmüyor yada sık karşılaşılmıyorsa genelde tedavi ertelenir

Sosyal fobi: psikolojik bir problem olduğu kabul edilmesi danışanlar tarafından daha kolay olmakla beraber çekingenlik tedaviye başvurma sırasında da gerçekleştiği için tedaviye başlamaları geç olur

Konversiyon bozukluğu: Organik bir sebebi olmayan felç, sağırlık, görme kaybı ve psikolojik temelli bayılmalar konversiyon bozukluğu şeklinde tanımlanır. Bu semptomların ruhsal temelli olduğu çoğunlukla çabuk fark edilmez.Başka herhangi bir açıklaması yapılamayınca danışanlar ifade edilen açıklamayı daha kabul etme eğiliminde olurlar

Depresyon: Ağır depresif  danışanlar dışında, semptomların psikolojik kökeni çoğunlukla kabul edilir.

Panik bozukluk: Hastalığın başında panik semptomların psikolojik temeli fark edilmese de, başka sebebi ortaya çıkarılamayınca psikolojik bir hastalık olduğu kabul edilir

hemen hemen tüm psikolojik sorunların içgörü sorunu vardır. gerek bireysel gerekse toplumsal içgörü sorunu psikolojik sorunları daha da derinleştirmektedir. bunun için alınacak önemli iki yönlü olmalı hem politikaların içgörüyü geliştirecek bir temelde gitmesi hemde bireysel farkındalık için psikolojik temelde kişisel gelişimin sürdürülmesi gerekir.

psikolojik bozuklukların içgörü düzeyleri

İÇ GÜCÜ HAREKETE GEÇİRMEK

içgörü nedir

içgörü nedir ?

içgörü nedir ? içgörü bireyin kendi düşünce duygu ve davranışlarının farkındalığının olması halidir. psikoterapi de bireyin sorunlarının çözümlenmesi için yeterli bir içgörüye sahip olması gerekir.

Danışanlar psikolojik problemlerin üstesinden gelebilmeleri için kendi ruhsal analizlerini yapmak, gözden geçirmek daha sonrasında bir uzman psikologdan destek almayı istemeleri yada psikolog desteğini reddetmemeleri gerekir. bunun yanında profesyonel destek arayan kişi içgörüsü sayesinde yaşamış olduğu problemi için destek arama davranışı kişiyi problemini çözme konusunda atmış olduğu en büyük adım olacaktır. Bunu sağlayan şey ise içgörüdür. içgörüsü düşük bireyler destek alma konusunda istekli değillerdir. 

içgörüsü olan bireyler zayıf kalmış yada gelişmemiş, gelişimi durmuş kişilik yönleri için çözüm arayışında olurlar. doğal olarak bebeklik dönemlerinde fikse olmuş, bazı dönemlerde takılı kalmış bireylerin, kişilik bozukluğu olan bireylerin destek istemesi daha zordur. çünkü destek istemek için kişinin kendini analiz etmesi gerekir. yani bir parça içgörü gerekir.

içgörü yapısı ve işlevi gereği psikoloji ve doğal olarak psikoterapi için önemli bir noktayı oluşturmaktadır. bundan dolayı birçok teori, araştırma ve deney konusu olmuştur.

ilk olarak bahsedilmesi gereken temel iki türü vardır. emosyonel içgörü ve entellektüel içgörü. emosyonel içgörü kişinin kendi yaşantısını tanıması ve bu yaşantısını düzenleyebilecek kadar farkındalık düzeyine ulaşmasıdır. içgörü emosyonel düzeyde olursa psikoterapide değişim için değişim aracı olur. entellektüel içgörü ise dışarıdan edinilen bilgilerdir. sağlıklı bireyler entellektüel içgörülerini emosyonel içgörü için kullanmakta daha başarılıdırlar.

içgörü nedir ?
içgörü nedir ?

Patolojik olarak içgörü ile ilgili ilk çalışmalardan birini yapan Jaspers’ e göre içgörü; hastalık ve hastalığın getirdiği semptomların, farkında varmasıdır. Jaspers ‘e göre içgörü ya vardır yada içgörü yoktur. (Jaspers 1913,1952).içgörü nedir

içgörü nasıl geliştirilir

sonraki zamanlarda içgörü ile ilgili daha geniş açıklamalar yapılmıştır. Bunlardan birinde, içgörünün beş aşamada incelenmesi gerektiği önerilmiştir: birincisi, danışanın kendi semptomları hakkındaki düşünceleri. İkincisi semptomların olduğunu kabul etmesi konusunda ki düşüncesi, üçüncüsü probleminin nedenleri hakkındaki düşünceleri, dördüncüsü probleminin semptomlarının yinelemesi ile ilgili duyarlı olması,  beşincisi, tedavi sürecinin kıymeti ve gerekli olduğu hakkındaki düşünceleridir.içgörü nedir

bireyin özyeterliliğinin ve özfarkındalığının ortaya çıkarılabilmesi için danışanlara içgörü kazandırmak terapötik bir hedeftir. hemen hemen bütün psikoloji ekolleri içgörüyü psikoterapi süreci için önkoşul olarak görmüşlerdir

buna göre içgörünün yeterliliği bireyin kendi duygu, davranış ve düşüncelerini farkında olması ve sağlıklı değerlendirmesi ile ölçülebilir içgörü azlığı veya yoluğu durumlarda genellikle birey savunma mekanizmaları tarafından işgal edilmiş olur. inkar eder , yansıtır,içgörü nedir

içgörü sahibi olmak bireyleri yeni farkındalık alanları açtığı için, daha olumlu düşüncelere yönelebilmektedir. doğal sonucu olarak yeni farklı geliştirici bir odak noktası oluşturabilmektedir.

içgörü nedir

içgörü nedir

Uzman Klinik Psikolog Haşim BELTEN, 34394, İstanbul istanbul, Fulya Mahallesi Ortaklar Caddesi. Mevlüt Pehlivan Sok. Şıpka Apt. No:4 Daire:11, Mecidiyeköy / şişli/ İstanbul, rkiye - Telefon: 0212 216 23 67 kinci telefon: 05419638987 E-posta: hsmbelten@gmail.com

sosyal fobi tedavisi

Sosyal Fobi Nedir? Tedavisi Nasıldır?

Sosyal fobi Sosyal Anksiyete Bozukluğu Nedir? Semptomlar, Tedavi, Prevalans, İlaçlar, İçgörü, Prognoz

Sosyal Anksiyete Bozukluğu (sosyal fobi), bugün dünyadaki en büyük üçüncü akıl sağlığı sorunudur.

Son epidemiyolojik verileri, sosyal kaygının herhangi bir zamanda nüfusun yaklaşık% 7’sini etkilediğini göstermektedir. Yaşam boyu yaygınlık oranı (yani yaşam boyu herhangi bir zamanda sosyal kaygı bozukluğunun gelişme şansı),% 13’ün biraz üzerindedir.

sosyal fobi Tanım

Sosyal fobi, diğer insanlarla etkileşimi içeren sosyal durumların korkusudur. Sosyal kaygının, diğer insanlar tarafından olumsuz olarak değerlendirilip değerlendirilmesinin korku ve endişesi olduğunu söyleyebilirdiniz. Yaygın bir rahatsızlıktır ve kişinin hayatının birçok alanında endişe ve korkuya neden olur. Kroniktir çünkü kendi başına gitmez. Sadece doğrudan bilişsel-davranışçı terapi beyni değiştirebilir ve insanların sosyal kaygının üstesinden gelmelerine yardımcı olabilir.sosyal fobi

sosyal fobi algıları

Sosyal kaygıları olan insanlar, başkaları tarafından, utangaç, sessiz, geri, geri çekilmek, engellenmek, düşmanca, gergin, ilgisiz ve ilgisiz olmak gibi birçok kişi tarafından görülür.

Paradoksal olarak, sosyal kaygıları olan insanlar arkadaş edinmeyi, gruplara dahil olmayı ve sosyal etkileşimlere dahil olmayı ve etkileşimde bulunmayı isterler. Fakat sosyal kaygıya sahip olmak, insanların yapmak istedikleri şeyleri yapabilmelerini engelliyor. Sosyal anksiyete sahibi insanlar samimi, açık ve sosyal olmak isterlerse de, onları geri tutan korku (endişe).sosyal fobi

Tetikleyici Belirtiler

Sosyal kaygılı kişiler genellikle aşağıdaki durumlarda ciddi sıkıntılar yaşarlar:

  • Başka insanlara tanıtılmak
  • Alay veya eleştirilmek
  • Dikkat merkezi olmak
  • Bir şey yaparken izlenmek veya gözlemlemek
  • Resmi, kamusal bir durumda bir şey söylemek zorunda
  • İnsanları yetki sahibi olarak toplantı (“önemli insanlar / otorite rakamları”)
  • Sosyal ortamlarda güvensiz ve yersiz hissetmek (“Ne söyleyeceğimi bilmiyorum”)
  • Utanç verici kolayca (örneğin, kızarma, sallayarak)
  • Diğer insanların gözleriyle buluşmak
  • Yutulması, yazılması, konuşulması, kamuya açık olması durumunda telefon görüşmesi yapılması
Bu liste semptomların tam bir listesi değildir – diğer belirtiler de sosyal kaygı ile ilişkili olabilir.

sosyal fobi Duygusal Belirtiler

Sosyal kaygıya eşlik eden duygular; kaygı, yüksek düzeyde korku, sinirlilik, otomatik negatif duygusal döngüler, yarış kalpleri, kızarma, aşırı terleme, kuru boğaz ve ağız, titreme ve kas seğirmelerini içerir. Şiddetli durumlarda, insanlar kendi bedenlerinin (genellikle yüz) kendilerini irrasyonel ve olumsuz olarak algıladıkları bir dismorphia geliştirebilirler.
Sürekli, yoğun anksiyete (korku) en sık görülen semptomdur.

sosyal fobi Içgörü

Sosyal kaygıya sahip insanlar tipik olarak kaygılarının akıl dışı olduğunu, gerçeklere dayanmadığını ve mantıklı bir anlam taşımadığını bilirler. Yine de, kaygı düşünceleri ve hisleri devam eder ve kroniktir (yani, gitme belirtileri göstermez). Uygun aktif, yapılandırılmış, bilişsel-davranışçı terapi bu soruna tek çözümdür. Yıllar süren araştırmalar, bu tip terapinin, beyindeki sinir yollarını kalıcı olarak değiştirmenin tek yolu olduğu sonucuna varmıştır . Bu herkes için kalıcı bir değişimin mümkün olduğu anlamına gelir.sosyal fobi

sosyal fobi Yardım aramak

Sosyal kaygı ve diğer anksiyete bozuklukları bugün başarıyla tedavi edilebilir. Bu problem için yardım ararken, bir uzman aramanızı öneririz – bu sorunu iyi anlayan ve nasıl tedavi edeceğini bilen biri.
Sosyal anksiyete tedavisi , üyelerin gruptaki “kaygı” hiyerarşileri üzerinde ve daha sonra diğer grup üyeleriyle gerçek yaşam durumlarında çalışabilecekleri aktif bir davranış terapisi grubunu içermelidir .
Sosyal kaygı tam olarak tedavi edilebilir bir durumdur ve etkili tedavi, iş ve sabır ile aşılabilir.sosyal fobi

sosyal fobi Terapi (Tedavi)

Sosyal anksiyete için bilişsel-davranışçı terapi önemli derecede başarılı olmuştur. Binlerce araştırma çalışması, şimdi, sosyal kaygıya özgü TCMB’nin tamamlanmasından sonra sosyal kaygı bozukluğu olan kişilerin değiştiğini göstermektedir. Artık korku ve endişeyle kontrol edilmeyen bir hayat yaşıyorlar. Uygun tedavi, insanların düşüncelerini, inançlarını, duygularını ve davranışlarını değiştirmede önemli derecede başarılıdır. Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişi uyumlu olmalı ve bu bozukluğun üstesinden gelmek için gerekli olanı yapmalıdır.
Ulusal Ruh Sağlığı Vakfı tarafından finanse edilen kurumlar, davranışsal terapi grubu ile bilişsel terapi kullanarak çok yüksek başarı oranı bildirmektedir. Her ikisi de sosyal anksiyete bozukluğu ile ilişkili anksiyete belirtilerini hafifletmek için gereklidir.sosyal fobi

sosyal fobi ilaç

Sosyal anksiyete ilacı, sosyal kaygı bozukluğu olan herkes için değil, hepsi için yararlıdır. Sosyal kaygı için araştırmalar, anti-anksiyete ajanlarının kullanımını ve (muhtemelen) bazı antidepresanların BDT ile bağlantılı olarak en yararlı olduğunu göstermiştir. Aktif, yapılandırılmış bilişsel davranışçı terapi kullanmadan ilaç kullanımı uzun vadede faydası yoktur. Sadece BDT, beyindeki sinir yolu ilişkilerini kalıcı olarak değiştirebilir. Kullanılan terapi, insan beyninin yapılandırılmış şeklini “uydurmak” zorundadır.
Güncel araştırmalar, sosyal anksiyete bozukluğunun birçok antidepresan ilacının kısa vadede bile yararsız olduğunu göstermektedir. Sosyal-endişeli bireylerimizin yaklaşık% 15’i antidepresanlar tarafından desteklenmektedir. Sosyal anksiyete için yapılan büyük ölçekli ilaç çalışmalarının bazıları sorgulanmış ve ilk önce bu çalışmalar için ödenen aynı ilaç şirketleri tarafından pazarlanan ilaçların lehine çarpık olduğu bulunmuştur. Bu tür çalışmalar, çıkar çatışmalarıdır ve bunların sonuçları iyice sorgulanmalıdır.
Ayrıca, her bir kişi farklıdır ve sosyal anksiyete ve ilaçlarla ilgili çalışan genel bir kural yoktur. Sosyal kaygıya sahip tipik bir kişi için, ölçülebilir süreklilik boyunca “ortalama” bir kaygıya sahip olan kişi için, madde kötüye kullanımı öyküsü bulunmuyorsa, en etkili olmak için bir anti-anksiyete ajanı bulduk. Antidepresanlar, genel olarak, herhangi bir yerde de çalışmazlar. İlaç şirketlerinin terfi ettiği tipik bir superstititon, antidepresanların anti-anksiyete özelliklerine sahip olmasıdır. Bu doğru değil. Bir şey varsa, antidepresanların çoğu bir kişiyi daha fazla endişelendiriyor. Ancak, tüm insanlar ilaç istemiyor ya da ihtiyaç duymuyor. Son on yıldaki büyük değişikliklerden biri, sosyal kaygı için aktif tedaviye giren insanların ilaçları aşamalı olarak kullanmamalarıdır.sosyal fobi

Yine de, beyni değiştiren ve sosyal kaygının üstesinden gelmenize izin veren bilişsel ve davranışsal terapinin birleşimidir. İlaçlar sadece beyin kimyasını geçici olarak değiştirebilir ve bazı durumlarda faydalı olabilir. Bu çok genel bir öneridir ve ilaçlar söz konusu olduğunda psikiyatristinize danışmalısınız. Anti-anksiyete ajanlarının tanısal anksiyete bozukluğu olan kişilere bağımlılık yapmadığını anlayan birini bulmaya çalışın. Yirmi yıl içinde, yeterli bir temelin etkili olduğu belirlendikten sonra, bir anti-anksiyete ajanı dozunu arttırmış bir hastamız bile olmadı. Sosyal anksiyete hastalarına düşük dozda bir anti-anksiyete ajanı yardımı ile yardımcı olunabilir (bu amaçla düşük dozda lorazepam veya klonazepam tercih etmemizin bir nedeni vardır).BU TAVSİYE (yukarıda) sadece tanınabilir (DSM-5:) sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler için geçerlidir.  Bunu diğer akıl sağlığı bakım koşullarına genellemezsiniz.sosyal fobi

Bilişsel Davranış Terapisine Uyum

Bilişsel-davranışsal (rasyonel) terapinin yapılması zor değildir ve katılımcılar tarafından bu şekilde görülmemiştir. Terapiye uymayan ilk faktör, “Bunu her gün yapmayı hatırlayamıyorum” ve “Anında sonuç göremediğim bir şeye taahhüt etmekte zorlanıyorum”. Psikolog veya grup liderinin bu irrasyonel argümanlara zamanla test edilmiş çözümleri olmalıdır.sosyal fobi

sosyal fobi prognoz

Prognoz belirgin olarak iyidir. CBT eğitimini tamamlayan insanlar, kontrol gruplarına kıyasla yüksek bir başarı oranı bildiriyor. BDT davranışçı terapi bittikten sonra insanlar ilerlemeyi rapor etmeye devam ettiler. Çalışmalar art arda, tedavi uyumluluğunun (yani, kişinin öngörülen tedaviyi gerçekleştirdi mi?) Başarının anahtar unsur olduğunu gösterir. Farklı terminolojiyi kullanarak, sosyal anksiyeteyi tedavi ile tekrarlayan yönleri anlayan ve takip eden kişiler, endişeli duygu ve düşüncelerin azaltılmasında en olumlu değişiklikleri rapor ederler. Rasyonel kavramların, stratejilerin ve yöntemlerin (ve bunların uygulanmasının) tekrarı ve pekiştirilmesi, sosyal kaygı bozukluğunu uzun vadede hafifletmenin anahtarıdır.
İnsanlar bilişsel stratejilere sadık kaldıkları ve pratik olarak hayatlarına uyguladıkları takdirde sosyal kaygının üstesinden gelebilirler.sosyal fobi

sosyal fobi farklı Tanı ve Komorbidite

Sosyal anksiyete bozukluğu, DSM-5’te listelenen beş ana kaygı bozukluğundan biridir.
Sosyal kaygı panik bozukluğu ile pek çok kez karışmaktadır. Sosyal kaygıları olan insanlar panik atak geçirmezler (anksiyete atakları yaşayabilirler), ki buradaki asıl korku tıbbi bir problemi (örneğin kalp krizi) geçirir. Sosyal kaygıya sahip insanlar, yaşadıkları endişenin ve korkunun olduğunu fark ederler. “Korkunçtu ve panikledim” gibi şeyler söyleyebilirler, ama sorgulandığında, çok endişeli hissetmekten bahsediyorlar. Tıbbi bir problem yaşama korkusundan bahsetmiyorlar. Sosyal kaygısı olan kişiler kaygı durumunun ardından hastaneye acil servislere gitmezler. Panik bozukluğu olan kişiler birçok kez hastanenin acil servislerine veya doktor ofislerine giderler.
Yüksek oranda alkolizm ve diğer madde bağımlılığı oranları, aile güçlükleri ve sorunları, kişisel ilişkilerin yokluğu ve istihdam elde etme ve sürdürmede zorluklar, sosyal kaygı bozukluğu olan birçok insanın yaşadığı günlük sorunlar arasındadır.sosyal fobi

Büyük bir problem

Profesyonel ve bilgili terapistlerin eksikliği, sosyal kaygının üstesinden gelmenin en büyük ve en önemli sorunudur. Bu yapılabilir ve çok sayıda klinik ve araştırma kanıtı bunu desteklerken, bu kalıcı anksiyete bozukluğu olan kişiler için tedavi tesislerinin kıtlığı nedeniyle sosyal kaygıların üstesinden gelmek zordur .
Çoğu zaman, etkili bir terapinin – ister bir psikologdan isterse lisanslı olmayan bir kişiden olsun – sadece bu bozukluğu kendi başlarına yaşayan kişilerden geldiği sonucuna varıyoruz. Yirmi yıllık deneyim, bu bozukluğu yaşayan ve üstesinden gelen insanların, en iyi grup liderlerini oluşturduğuna işaret etmektedir.sosyal fobi
sosyal fobi
sosyal fobi