klinik hipnoz seansı

Kendi Uçuşunu Yarat.. ( Ego Güçlendirici Telkinler.. )

Kendi Uçuşunu Yarat.. ( Ego Güçlendirici Telkinler.. )

 

Şimdi burada, koltukta, bu kadar sakin ve huzurlu yatarken, bu kadar sakin ve gevşemiş.. senin bir hayal kurmanı istiyorum… eğer uçabilseydin kendini nasıl hissederdin… eğer şöyle gökyüzünde süzülseydin kuşlar gibi… özgür… canlı… kanatların ya da tüylerin varmış gibi düşünmene gerek yok… ya da kendi bedenini terk etmene gerek yok .. ancak… şu anda bu kadar gevşemiş yatarken.. şu anda… hayal et… hayal et ne kadar güzel ve hoş bir hafiflik içinde olduğunu…o kadar hafifsin ki sanki uçma gücün var ve şu anda uçmaya hazırlanırken.. belki ellerini kanat gibi yana açıyorsun… yada ellerini başının arkasına Süpermen gibi koyuyorsun…gerçekte bir önemi yok… sadece kendi zihnini serbestleştir zihninde uçuşunu yarat ve dünyanın üstünde özgürce, canlılıkla, ve tamamen huzur içinde kendini süzülmeye bırak.. süzül… süzül… Ama, henüz havalanmadan önce.. seni sımsıkı tutan zincirleri ve demirleri, bağları her ne ise.. dikkatlice gözden geçir.. evet.. işte böyle… seni sınırlayan tüm inançlarını ve yorgun düşüncelerini, ve eski alışkanlıklarını gözden geçir… seni yere bağlayan bu zincirlerin gerçekten ağırlığını hissedebiliyor musun?.. senin uçmana engel olan bu ağırlıkların farkında mısın? Sana özgür olma hakkı tanımayan ağır bağlar… şu anda kendine bir az zaman ver, ve tüm bu zincirleri fark et.. zincirleri bir incele.. yapısını gözden geçir… pürtüklü mü yoksa düzgün yüzeyli mi?

klinik hipnoz seansı
Kendi Uçuşunu Yarat.. ( Ego Güçlendirici Telkinler.. )

Seni yere mıhlayan bu eski, yorgun bağlantılar neye benziyor?.. eğer konuşabilselerdi neler söyleyecekler di?..belki sana UÇAMAZSIN diyeceklerdi.. uçmak birliktelik ister diyerek sana bizimle yerde kal diyebilirlerdi.. fakat sen dikkatlice seni yere çakan bu bağlantılara umutsuzca ve kızgınca bakarken sanki onlar seni yere bağlıyorlarmış gibi görünürken.. gerçekten çok yakından bakarsan sen bu zincirleri tutuyorsun.. sen, bu eski alışkanlıklara bu seni sınırlayan inançlara, sımsıkı tutunmuşsun…sen kendini yere bağlamışsın.. sanki başkalarının fikirleriyle, ya da yorumlarıyla bu zincirler sahteymiş gibi görünse de…sensin tutan bu zincirleri… ve sen hangi düzeyde yaşamını özgür ve başarılı olmasını istiyorsan…tüm bu zincirlerin senden ayrılmasına izin vereceksin çünkü bunu kendine borçlusun.. bu iyiliği kendine yapmalısın…sen kendi bedeninin bekçisisin.. kendi bedeninden, kendi iyiliğinden, kendi sağlığından sorumlusun…kendi mutluluğundan sorumlusun.. kendi başarılarından sorumlusun.. kendi özgürlüğünden sorumlusun..

Acının arkadaş araması gibi.. başarıda başarıyı davet eder.. eğer yukarıya gökyüzüne bakarsan…uçan başka insanlar göreceksin onların orada yukarıda ne kadar mutlu ve özgür oldukların görüyor musun?.. burada yerdeki eski alışkanlıklarından kurtulmuş uçup duruyorlar onların mutluluklarını sen de hissedebilirsin. seslerini işitebilirsin .gökyüzüne doğru gülmelerinin seslerini.. tüm zincirlerden kurtulmuş… ve sen hangi derecede ne kadar arzuyla serbest ve özgür olmak istiyorsan. fiziksel olarak da zincirleri salmaya başlayacaksın.. basitçe kendine söz vermen yeterli.. seni sınırlayan inançlarından ayrılma sözünü vermen.. serbest bırak eski alışkanlıkları…serbest bırak zincirleri…serbest bırak seni incitenleri.ve özgür ol. serbest bırak acılar gitsinler…ve uç… serbest bırak diğer insanların acılarını serbest bırak diğer insanların streslerini…sorunların ..özgür ol.. bunu kendine borçlusun. kendine eski düşüncelerin serbestleşmesini, diğer insanların fikirlerinin serbestleşmesini, seni buraya bağlayan tüm eski sana ve diğer insanlara ait fikirleri ve eski alışkanlıkları bırakmayı kendine borçlusun…ve özgürleş. bunlar seni güçlü olarak yere bağlıyorlar…ve geçmişi serbest bırakmaya başladıkça gerçekte kendinin hafiflemeye başladığını göreceksin…kendini daha hafif hissedeceksin. ve bu değişiklikleri gördükçe. daha dik yürüyeceksin…daha uzun görüneceksin. eski alışkanlıkları salıp bıraktıkça. kendine güvenin artacak…kendini daha güçlü hissedeceksin…duruşun senin gururunu yansıtacak…kendini özgür kılmak için verdiğin sözün gururunu yansıtacak…

Böylece kendini sınırlayan inançlardan serbest bırakırken bulup bulamayacağını merak ediyorum.. kendini kucakladıkça ve geçmişinden arındıkça ne kadar iyi hissetmeye başladığına dikkat et.. ve anlamaya başla… hiç kimse sana bir şey söyleyemez veya seni tutmak için bir şey yapamaz. şu anda o kadar özgür ve rahat hissediyorsun ki kendini…o kadar hafifledin ki…gerçekte havada uçmaya başladın…ve yaşamında ilk kez anladın ki…uzun yıllardır.. uzun zamandır…bu kadar serbest bırakılmış…mutlu…havadan daha hafif….gülümsemeye başladın içindeki mutlulukla…içinde inanılmaz derecede iyi hissediyorsun…tam bir huzur içinde…özgür.. ve canlı.. gerçekten canlı…sonunda canlandın…canlı ve özgür….salmak ve uçmak.. gerçekten iyi hissettiriyor…kendin olmak.. kendin için… şimdi ve daima… Ve şimdi o uçabileceğini yerleri düşün…tüm yerleri…güzel yerleri…ve nereye gitmen gerektiğini bilmene gerek yok.. çünkü iyi insanlar iyi insanları çeker. başarılı insanlar başarılı insanları çeker… güvenli insanlar diğer güvenli insanlar çeker…gerçekten tam olarak özgür insanlar birbirlerini çekecektir…güldüğün zaman…diğer gülümseyen insanları çekeceksin…ve geçmişini salmış insanlar. zincirlerini boşaltmış insanlar birbirlerini bulmada özgürleşecek ve uçacaklardır. ve basitçe kendin için farklı bir an yarat…ve bu anın şu mucizevi, mükemmel, şaşırtıcı huzur dolu uçuran hislerin tadını çıkar. ve hisset dünyanın üzerinde uçmak ne kadar hoş bir duygu…zincirlerden uzaklaşmış, geçmişin bağlarını koparmış, eski kötü alışkanlıklarından kurtulmuş,

onları arkanda terk ederek, bırakarak, bırak…diğer insanların kötü alışkanlıklarından uzaklaş, uç, sal onları ve uç, sal bütün acıları, ağrıları, incitmeleri, basitçe uç ve uzaklaş…kendinle bir sözleşme yaptın ve kendine kendin için serbest olma ve uçma sözünü verdin…ve sen uçmaya layıksın ve uçmalı ve diğer senin gibi özgür ve canlı insanların arasına katılmalısın… şimdi ve daima…

 

 

 

Psikolog, psikoterapist, şişli psikolog, Mecidiyeköy, psikolojik danışmanlık merkezi, osmanbey, fulya, çocuk, aile, sosyal fobi, kaygı, özgüven, okb, obsesif kompülsif bozukluk, okb, obsesif kompülsif kişilik bozukluğu panik atak, çekingen kişilik bozukluğu, Avrupa yakası, hipnoterapi, cinsel terapi

hipnoz

Sorunu Ortaya Çıkaran Olayın Etkisini Değiştirmek

Sorunu Ortaya Çıkaran Olayın Etkisini Değiştirmek

Çocuğun yeniden bilgilendirilmesi (ÇYB) en çok kullanılan tekniktir. İngiliz literatüründe informed child technique (ICT) olarak bilinir. Etkili yapıldığı zaman, hastanın geçirdiği şaşırtıcı değişimi sizde o anda gözlemlersiniz. Bu  tekniğin uygulandığı esnada hasta iki parçadır.. Bir parçası küçüklüğüdür (çocuk)  bir parçası ise şimdiki zamandadır (erişkin)..

hipnoz
hipnoz

İBO’yu bulduktan sonra çocuğu bir kademe daha geri götürün( olay başlamadan önceki bir zamana).. burada kendini emniyette ve güvende hissediyorsa gerçek İBO’yu buldunuz demektir. Çocuğun orada sizi beklemesini söyleyin. sonra erişkini onun yanına götürün.. ve erişkinin onun yanlış düşünce inanç veya değerlendirmelerini değiştirmesini sağlayın.. çocuk yeni bir anlayış kazansın.. yeni bir iç görü kazansın.. gerçekleri anlasın.. sonradan neler olacağını öğrensin.. erişkinin şimdi bildiklerini öğrensin.. yeni bir öğrenme düzeyine gelsin..

Bu işlem sonucunda çocukta muazzam bir değişim sağlanır. çocuğun değişmesi erişkinin de değişmesini sağlar.. bu teknikle çok hızlı bir değişim elde edersiniz.. çünkü olayın köküne gidiyor, eski programı kaldırıyor yerine yenisini yerleştiriyorsunuz.. yeni program yaşanmış gerçeklere dayalı bir program.. sizin ve erişkinin ortak çalışması ve anlayışıyla oluşturulmuş bir program..

Burada regresyon işlemini 10 adımda tekrar gözden geçirelim.

  1. Hastanın duygusunu ortaya çıkarın.
  2. Bu duyguyu geçmişteki olaya bağlantı için kullanın
  3. Olay yeniden yaşamasını sağlayın
  4. Olayı erişkin aklıyla tekrar değerlendirtin.
  5. Eski programları ortadan kaldır n
  6. Yeni programı yerleştirin
  7. İBO ve SGO’ları yeni anlayışla yeniden yaşatın.
  8. Çocukta oluşan değişikleri erişkinin de hissetmesini sağlayın
  9. O’nu bu değişiklikle geleceğe yönlendirin.
  10. ilave telkinlerle değişikliği güçlendirin.

Çocuğun yeniden bilgilendirilmesi işlemi evet. çocuğun kendini emniyette, rahat hissettiği yerde ve dönemde beklemesini sağlayın.. ve erişkinle konuşmaya başlayın..

  • “ küçük, x yaşındaki “O” sen burada bekle.. şimdi erişkinle konuşuyorum”

böylece O’nu ikiye bölmüş oluyorsunuz.. artık hangisiyle konuşmak isterseniz onun yaşını hitap ederek konuşabilirsiniz.

Erişkine şöyle diyoruz.

-“ birazdan sana çocukluk halinle konuşmanı isteyeceğim.. orada, hiçbir korku hissetmeyen, kendini güvende hisseden x yaşının yanına gideceksin. 3,2,1 şimdi oradasın.”

Burada amacımız henüz etkileyici olayı yaşamamış çocuğa, bu olayı yaşamadan önce, şu anda erişkinin bildiği bilgileri aktarması.  böylece, çocuk sorunu başlatan olayı etkilenmeden yaşama şansına sahip olur.. çünkü artık ne olacağını biliyor, gelecekte ne olacağını biliyor.. korkuyorsa, korkusunun gerçek olmadığını öğrenecek.. suçluluk duyuyorsa suçlu olmadığını öğrenecek.. öleceğini düşünüyorsa ölmeyeceğini öğrenecek.. başına kötü bir şey geleceğini düşünüyorsa, bunun gerçekleşmediğini öğrenecek.. ilerde büyüyeceğini, kendi ayakları üzerinde duran bir kişilik haline döndüğünü öğrenecek.. bu bilgiler onun olayla başa çıkmasını sağlayacak.. bir anlamda çocuk erişkinin şimdi sahip olduğu bilgilere sahip oluyor artık.. geleceği görüyor..

  • “şu anda kendini değiştirme gücünü ellerinde hissediyorsun.. şu anda bildiklerini x yaşının da bilmesini sağlıyorsun. O’na bilgilerini aktar. bildiklerini aktar.. ve kendini değiştir..”

Terapinin en dramatik anındasınız.. bu anı riske atmayın.. çoğu zaman erişkin ne söyleyeceğini bilemez. Bilse de farklı şeyler söyleyebilir. Bu nedenle erişkine bazı tüyolar  vermeniz de yarar var.. sizin verdiğiniz tüyolar çerçevesinde O’da yeniden çerçeveleme işlemini başlatır.

Bu nedenle erişkini önce biraz havaya sokmalısınız. biraz duygularına hitap etmelisiniz. Biraz cesaret vermelisiniz. Bazen elinin tutmanız, omzuna destek vermeniz gerekir.. artık tam bir koç’sunuz.. tam bir motivatörsünüz.. biraz babasınız.. ama destekleyen yol gösteren bir baba.. değişimi görmek, duymak, hissetmek isteyen bir kişisiniz.. onun yaşayacağı güzelliğin, değişimin keyfine ortak olmak isteyen bir kişisiniz..

Artık ikiniz bir takımsınız.. bu işi ele ele, akıl akıla, duygu duyguya halledeceksiniz.. geçmişe siz de onunla beraber gittiniz. . geçmişte bir mühendislik işlemi yapacaksınız.. geçmişte yeni bir yol açıp, şimdiyi değiştireceksiniz..

Şimdi sizin sıranız.. artık siz de sahnenin içindesiniz..

“ x yaşının neler yaşadığını, neler hissettiğini artık biliyorsun.. şu andaki olayların nereden kaynaklandığını öğrendin.. ne düşünüyorsun?. X yaşının bu olaylarda bu suçu var m ?” genellikle yok derler.. duraklarlarsa, ya da tersi bir imada bulunurlarsa, sesinizin tonuyla yönlendirme, söylemeden, ne yanıt istediğinizi belirtmeye çalışın..

-“ nasıl yani, o zaman bütün bu başına gelenleri hak ettiğini mi söylüyorsun.. bu davranışı hak ettin mi?” bu soru yeniden değerlendirme sağlar.. ve “hayır, hayır bu açıdan bir suçu yok.. “ gibi bir yanıt alırsınız..

-“ Böyle bir çocuğun annesi/babası/ablası vs (hangisi uygunsa) olmak ister miydin?”

-“ ne kadar sevimli bir çocuk değil mi?”

-“böyle bir çocuğu sever miydin?”

-“böyle bir çocuğun olmasını ister miydin?”

-“ oh, tabi ki çok sevimli, tabi iki onun çocuğum olmasını isterdim.. “

– “o zaman söyle ona.. sen çok sevimlisin de.. “

bu tip konuşmalarla erişkinin çocuğu sevimli ve masum bir varlık olarak görmesini sağlayın..

-“ onun hakkında sevimli bulduğun yönleri nedir?”

  • “ söyle ona, sen çok sevimlisin çünkü…..”
  • “ söyle ona, sen sevilmeyi hak ediyorsun çünkü…” böyle ucu açık cümleler kurarak erişkinin sevgisini güçlendirin..

burada çok güzel bir kontrol olanağı da buluyoruz.

eğer gerçekten bu konuşma, çocuğun ilk olaydan etkilenmediği bir dönemde geçiyorsa.. çocuk kolaylıkla bu yorumları, sözleri kabul edecektir.. çünkü o da suçsuz olduğuna, sevildiğine inandığı bir andadır. Ama eğer ilk olay daha gerideyse.. çocuk söylenenleri alaycı bir ifadeyle yanıtlar.. tam inanmaz.. duraksar.. ret eder.

Bu durumda ilk olay n gerisine bir zaman gidene kadar beraber geriletebilirsiniz. Ama doğrusu tekrar başa dönüp ilk olayı aramaya devam etmektir. Zorla çocuğun bu sözleri kabul etmesi için zorlamayın. Zorlarsanız kabul ettirirsiniz. Unutmayın, telkinlerin düşünülmeden, eleştirilmeden, kritize eden faktörün süzgecinden geçirilmeden kabul edildiği bir ortamda çalışıyorsunuz..

Erişkinden çocukla ilgili sevgi duygularını aldıktan sonra, çocukla konuşmaya başladın..

ilk yapmanız gereken O’nun büyüyeceğini, erişkin bir insan olacağını fark ettirmenizdir.

-“ nasıl, ne kadar da büyümüşsün değil mi?”

-“evet”

-“ne kadar yakışıklı/güzel bir insan olmuşsun değil mi?”

eğer çocuk erişkin halinden memnun kalmışsa, hoş bir rahatlama ifadesi gösterir. Yüzü yumuşar.. rahatlatıcı bir soluk salar. Vs.. özellikle sorunun kökünde korku, endişe, kaygı, panik atak, travmatik bir olay varsa.. bu olaydan kurtulmuş olmayı fark etmek çocukta büyük bir rahatlama sağlar..

-“ tüm bu olaylardan kurutulmuş olduğunu görüyorsun.. bu sende ne hissettiriyor?”

şimdi siz, gözlerinizi bir an kapayın ve geçmişte yaşadığınız ama geçmiş, bitmiş olan endişelerinizi düşünün.. o zamanlar ne kadar da üzüldünüz.. sınavlarda korktunuz.. işinizi kaybedeceğinizi düşündünüz.. bir hastalıktan kurtulamayacağınızı düşündünüz.. başınıza kötü bir şeyler gelecek diye kaygılandınız.. eğer o zamanlar şu anda içinde bulunduğunuz durumu bilseydiniz.. her şey ne kadar farklı olurdu değil mi?

Ya da belki kaygılarınız var.. sorunlarınız var.. borçlarınız var.. 3 sene sonrasında neler olacağını şu anda tam olarak bilseniz ne kadar güzel olurdu değil mi?

İşte çocuğun da o anda hissettikleri aynen böyle bir şey..

Çocuklarla rahat konuşan bir yapınız varsa, biraz daha onunla onun yaşına uygun canlandırmalar yapın.. çocuklar sır sever..

-“ bak şimdi sana bir sır veriyorum.. büyüyeceksin.. bu sırrı biliyorsun.. arkadaşlarının hiç biri kendi haklarında, gelecekleri haklarında bir şey bilmiyor.. ama sen şu anda bunu biliyorsun.. bunu bilerek hepsinden daha güçlü bir duruma geldin.. işte büyüklüğün yanında.. işte hayatta başına ne gelirse gelsin.. hepsinden sağlam çıkacaksın.. hepsinin üstesinden geleceksin.. işte ispatı sapasağlam karşında duruyor.. tüm bunları öğrendin.. bunu bilmek seni nasıl hissettiriyor.. ne diyeceksin?”

her zaman olumlu bir yanıt alacağınız garanti ederim.. büyük doğruları söylüyor mu? Çocuğun büyüğün söylediklerini tam anlamıyla kabul etmesi ve inanması gerekiyor.

Yoksa gerekli değişim sağlanmaz..

-“ büyüğün söylediklerine inanıyor musun.. sana doğruları söylüyor mu?”

…?

-“ sana yalan söylese anlamaz mısın.. çünkü sen onun küçüğüsün.. şu anda aynı

akıldan besleniyorsunuz.. sen onun hissettiklerini hissediyorsun.. o da senin hissettiklerini hissediyor.. bir birinizi anlıyorsunuz.. öyle değil mi?.. sana yanlış bir şey söylese hemen anlarsın değil mi?”

böylece çocuğun büyüğe güven duymasını sağlayın.. O’na tam olarak güvensin.. eğer hala tam emin değilse.. erişkine dönün..

-“ söyle Ona.. ona asla yalan söylemeyeceğini söyle.. onun gerçekten sevimli olduğunu söyle.. suçsuz olduğunu söyle.. ona doğruyu söylediğini söyle.. “

bu ikinci konuşma çocuğu ikna etmeye yeterli olacaktır.. çocuk bu doğruluğu kabul eder etmez tasdik leyin.

-“ yani sevimli olduğun, sevgiye layık olduğun, suçsuz olduğun doğru.. büyüyeceğin doğru.. bunları bilmiş olmak şimdi seni nasıl hissettiriyor?”..

emin olun ki.. kendini emniyette hissedecek.. güvende hissedecek.. çok iyi hissedecek.. çok farkl hissedecek.. artık erişkinle arsında sıkı bir bağ oluşturdunuz.. sıkı bir güven oluşturdunuz.. artık erişkin ne söylerse söylesin çocuk anında kabul edecektir.

Aslında O’da o anda tek bir kişi olduğunun farkında.. bunu biliyor.. bu nedenle şu telkinleri çok kolaylıkla kabul eder ve çocuğa söyler..

“ şimdi benim söylediklerimi aynen çocuğa aktar.. ben daima burada seninle birlikte olacağım.. seni asla terk etmeyeceğim.. asla yanlı olmayacaksın.. çünkü ben seni seviyorum ve anlıyorum.. “ bu sözlerin çocuk üzerindeki etkisini sorun.. yine olumlu yanıt alacaksınız.. çocuğun güvenini iyice güçlendirdiniz.

Şimdi bir adım daha atın..

-“ pekala erişkin.. şimdi sana bir soru soruyorum.. çocuk bizi işitemez.. GERÇEKTEN, AMA GERÇEKTEN.. ona yaşamında kötü bir şey oldu mu?”

çoğu zaman “hayır” derler.. çok kötü ortamda büyümüş olsa da.. artık erişkin başına kötü bir şey gelmediğini biliyordur.. yoksa burada bu koltukta olmazdı.. belki çocuğun başına kötü bir şey gelmiştir ama sonuçta bunu aşmıştır.. yaşamıştır.. büyümüştür. Tüm bunları bilmesi çocukta güven, huzur, rahatlık oluşturur.. çok kötü olaylar varsa.. çocuğun bunları önceden bilmesi onun yararına olacaktır.. bunları da öğrensin.. öğrensin ki bu olaylara hazırlıklı olsun.. başına ne gelirse gelsin sonuçta ne durumda olacağını artık biliyor çünkü.. tekrar İBO’ ı yaşasın.. ancak tekrar olayı yaşamadan önce.. çocuğun gerçekten anlayıp anlamadığını kontrol edin. Gerçekten başına kötü bir şey gelmeyeceğini anladı mı? Anladı mı?.. birazdan başına gelecek olaydan alnın akıyla çıkacağını biliyor mu artık?.. tamamsa.. tamam.. tamam, çünkü artık yalnız değil.. erişkin de orada onunla birlikte olacak.. yardım gerektiği her an yardımına hazır olacak.. istediği duymak istediği başka sözler var m ?.. daha fazla destek ister mi?.. mümkünse, olayı, İBO’yu yeni bir anlayışla yaşamasını sağlayın.. o kötü olayın ona güç kazandıran, onu eskisinden daha güçlü ve deneyimli hale getiren bir olay olarak görmesini, hissetmesini sağlayın.. onu acıtan bir olay ona güç veren, ona hayatında daha güçlü olmasını sağlayan bir olay haline dönsün.. olaya başlamadan önce, kendisinde hiçbir suç olmadığını, hiçbir eksik tarafı olmadığını, kendisine söylenenlerin yanlış olduğunu bilsin.. iyi olduğunu bilsin.. sevilmeyi hak ettiğini bilsin.. yaşamında ne yapmak isterse, tüm bunları gerçekleştirecek akla, yetenek ve güce sahip olduğunu bilsin.. o olayda sorunun kendisi olmadığını bilsin.. sorunlu olanlar varsa ötekiler olduğunu anlasın.. erişkinle konuşun son olarak.. “şimdi o tekrar olayı yaşayacak.. senin verdiğin bilgileri bilerek.. o zaman gerçekten bilmek isteyeceği bilgilerle donanmış olarak yaşayacak.. ve sen de bu sefer ondan gurur duyacaksın..” olayı tekrar yaşadıktan sonra bu gururu çocuğun da duymasını sağlayın.. diğer olaylara başlamadan önce kendinden gurur duymaya başlasın.. burada güzel bir çevirme yapıyoruz.. olayı artık çocuk yaşarken erişkin gözlemliyor ve bize naklediyor.. çocuk yaşarken erişkinden rapor alın.. “ ne yapıyor?.. bu sefer ne hissediyor

Çok dikkatle gözlemleyin.. en ufak bir zorluk belirtisi görürseniz müdahale edin.. eğer hala suçluluk, korku vs gibi şeyler hissediyorsa..

  • “her şey dursun.. erişkin ona yardımcı olacağını söylemiştin.. hemen yanına git.. ona destek ol.. yardım et.. bu olaydan kendisini iyi hissederek çıkmasını sağla.. “

terapist olarak her an her yerde koçluğunuzu sürdürün. Bu olaydan güçlenmiş olarak çıkması için tüm enerjinizle savaşın.. bunu sağlayın.. engellemeleri görünce hemen müdahale edin. Ya zorlanmaması için başka yeni bilgileri çocuğa aktarın. O andaki hislerinizi, iç gücünüzü harekete geçirin.. kendi hayal gücünüzü yardıma çağırın.. sanki acı çeken ( sanki değil aslında doğru) size el uzatmış bir çocuk sizden yardım bekliyor.. erişkine tam güvenemiyor..

ya da onun kendisini güçlü hissetmesi için başka gerekli teknikleri kullanmayı düşünün. Özellikle baş edilemeyen bir duygu veya travmatik bir olay söz konusuyla burada yapılması gereken.. kendiliğinden oluşmamış bir boşaltma ihtiyacını soruşturmaktır.. o duygunun bir şekilde boşaltılması gerekiyordur. İlerleyen bölümlerde buraya tekrar geleceğiz.. eğer hala şüpheniz varsa.. olayı tekrar yaşatın..

-“ eğer aynı şeyler tekrar olsaydı aynı şekilde üzülür müydün?” şüphesi varsa.. şüphesini ortadan kaldıracak çareleri aramaya devam edin.. etkilenmemesi için nasıl bir desteğe ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışın.. etkilenmeyeceğinden emin olunca tekrar olayın içine gönderin.. ilk kez yaptığımız gibi yine erişkinden bilgi almaya devam edin.. gerekli olduğu kadar bu işlemi yeni baştan başlatabilirsiniz.. ama pratikte 2. kez yapıldıktan sonra sorun kalmaz.. birkaç kez yapılmasına rağmen netice alınmıyorsa desentizisasyon işlemini uygulayabilirsiniz.. yani sürekli olayı tekrar yaşatarak emosyonel etkiyi yok edebiliriz. Ama pratikte çok başvurduğum bir yöntem değil açıkçası. Bugüne kadar büyüğünün verdiği bilgiyi kabul etmeyen çocukla karşılaşmadım.

O halde çocuğun bilgilendirilmesi olayına şöyle kuş bakışı yeniden bakalım..

  • ISE öncesi döneme gitmelisiniz.
  • Çocuğa hangi bilgiler gerekiyorsa onların aktarılmasını sağlamalısınız.

Bu bilgiler çoğunlukla erişkin hastadan gelmeli. “ erişkin ol.. şimdi bildiklerini o zaman bilseydin ne kadar iyi olurdu değil mi?” Olumlu yanıt alınca bu bilginin ne olması gerektiğini sorun.

  • Çocuğa verilmesi gerekli bilgiyi ondan aldıktan sonra onu çocuğun yanına götürün

Onun ona hangi bilgiyi vereceğini test etmeden onu götürüp “hadi şimdi ona konuş” demeyin. Tabi bazı kişiler çok daha iç görü sahibi ve zeki olabilir. Bu kişilerde daha gevşek davranabiliriz. Ama verilecek bilginin zararlı olmadığını önce test etmekte her zaman yarar vardır.

eğer erişkin sıkıntıdaysa ona yardım edin. Çocuğun temel sorular sorulduğu zaman neler söylediğini dikkatle dinleyin. O’nu ne böyle düşünmeye ve hissetmeye sebep oluyor. Bu nedenler mantıklımı? Hastanın öyküsü açısından mantıklı mı? Dünyanın işleyişi açısından mantıklı m ?

  • çocuk erişkine inanıyor mu?
  • daha fazla bilgiye ihtiyacı var m ?
  • verilen bilgilerle olayı farklı açıdan değerlendirecek mi?
  • Sonra çocuğun olayı tekrar yaşamasını sağlayın. Eğer ağır bir travma yada acı söz konusu ise;
  • olayı kendisinin sessiz bir şekilde yaşaması uygun olabilir.
  • daha uygunu erişkinin olayı yaşarken neler olduğunu bize bildirmesidir.

Çocuğun olayı yeniden yaşarken duyguyu, davranışı ya da semptomu yanına almadığını kontrol edin.

Eğer çocuğun ISE den temiz olarak çıktığından emin olursanız devam edin.

Yanlış algılamanın düzeltilmesi ile ilgili bir örnek..

Yanlış algılama, çocuğun yanlış algılamasıdır.. O çocuk olayı nasıl yanlış algıladıysa öyledir.. biz sadece onun hissettiği algılamayı düzeltmekle yükümlüyüz.. bunu bir örnekle açmak istiyorum..

Bir olaya gittik.. ve orada çocuk sevilmediğini hissediyor..

-“ annem beni sevmiyor”..

biz, terapist olarak peşinen bunun yanlış olduğunu kabul edersek.. çok yanlış bir adım yapmış oluruz.. eğer bu his.. gerçekten yanlış bir algılamaysa.. onu erişkin fark edip çocuğa söylemesi gerekir.. erişkine sorun

-“ erişkin ol.. erişkin.. bugüne kadar annenle olan ilişkilerinden.. her şeyi biliyorsun anne hakkında.. gerçekten anne seni hiç sevmedi mi? Gerçekten hiç sevmedi mi? genellikle “ hayır sevdi ama o zaman bunu tam gösterememiş..” gibi bir yanıt alırsınız.. ama diyelim ki.. erişkin de.. “ evet hiç sevmedi” dedi.. şimdi erişkinin algısı da mı yanlış.. bu bizi ilgilendirmez.. erişkini algısını doğru kabul etmekle yükümlüyüz.. o zaman ne yaparız?..

bir kez daha soruyu şöyle sorabiliriz.. “ ben sevgisini gösterip göstermediğini sormuyorum.. hiç sevgisini göstermemiş olması.. hiç sevmediği anlamına mı geliyor.. yani gerçekten hiç sevmedi mi seni?” burada bir düzeltme yapabilir.. “evet sevmiştir..” böyle bir yanıt aldıysanız.. o zaman.. bu duyguyu güçlendirmek gerekir..

  • “ yani seni sevdi.. zaten bir anne çocuğunu sevmemezlik edebilir mi?..

-“ “tabi ki sever..”

-“o zaman annenin seni sevdiğini söylüyorsun değil mi?.. bu doğru mu?”

-“ tabi doğru?..”

-“ o zaman çocukken de sevmiş midir?..”

-“tabi beni daima sevmiştir..”

bundan sonra artık çocuğu doğru bir şekilde bilgilendirebilir..

Ama.. her şeye rağmen..

-“ hayır beni hiç sevmedi” yanıtında ısrar ederse..

-“ oh.. o zaman keşke bunu çocukken bilseydin ne kadar iyi olurdu değil mi.. çünkü sen boşu boşuna o seni sevsin diye çabaladın.. üzüldün.. hep kendini ona beğendirmeye çalıştın.. ama senin elinden zorla kendini sevdirmek gibi bir güç yoktu.. bunu bilmek aslında yaşamını ne kadar kolaylaştırırdı değil mi?.. o bunu bilseydi.. ne kadar iyi olurdu değil mi?.. hadi gel gidip onu bilgilendirelim.. annesi için uğraşmasın.. onu başka sevenler vardır… değil mi.. babası.. dedesi.. her hangi biri?..”

burada anlamamız gereken.. çocuğun kendisini mutlaka sevildiğini anlaması değildir.. yani sevilmemişse gerçekten.. sevilmemiştir.. amacımız çocuğun algılarını.. gerçeğe doğru yaklaştırmaktır.. gerçek neyse o’dur.. sorun yaratan gerçeği algılamak değildir.. sorun yaratan gerçekle çelişen duygulardır.. ama sorunu burada böyle bırakırsanız.. yeni bir sorun yaratmış olursunuz.. burada amacımız.. gerçek bu diye çocuğun sevilmeye layık olmayan biri olduğunu onun zihnine çakmak da değildir.. Çünkü gerçekte mutlaka o’nu seven biri olmuştur.. kimseyi bulamazsanız.. erişkin o’nu sevmektedir.. (inşallah. )

Psikolog, psikoterapist, şişli psikolog, Mecidiyeköy, psikolojik danışmanlık merkezi, osmanbey, fulya, çocuk, aile, sosyal fobi, kaygı, özgüven, okb, obsesif kompülsif bozukluk, okb, obsesif kompülsif kişilik bozukluğu panik atak, çekingen kişilik bozukluğu, Avrupa yakası, hipnoterapi, cinsel terapi

uzman psikolog

Zayıflama Telkini

Zayıflama Telkini

Tek seans direk telkin ile zayıflatıcı telkin kalıcı

Bildiğin gibi burada bulunmanın nedeni bedenindeki fazla yüklerden kurtulmak… işte bunu nasıl başaracağını söyleyeceğim… yarın sabahtan başlayarak, günde üç öğün yemek yiyeceksin… sabah kahvaltını, öğlen öğle yemeğini,  akşam yemeğini yiyeceksin…

Bu düzenli yemeklerini yedikten sonra, fark edeceksin ki, miden o kadar dolmuş, o kadar dolmuş ki, bu doygunluğun daha fazla ekleme yapılamaz.. Ve yine fark edeceksin ki, bu mükemmel tokluk ve doygunluk bir daha yemek zamanına kadar aynı güçte sürecek.. eğer herhangi bir nedenle yemek aralarında açlık hissedersen tüm yapman gereken, DUR, GÖZLERİNİ KAPA VE DERİN BİR NEFES AL… Bu derin nefesi verirken, bu duygu, bu arzu ERİYECEK VE YOK OLACAK ve miden tekrar O KADAR DOLU VE TOK hissedecek…ve yine bu mükemmel tokluk ve doygunluğa ekleme yapamayacaksın…

Zayıflama Telkini
uzman psikolog

Sen, hayatın ve yiyeceklerin seni kontrol etmesi yerine, kendi yaşamının kontrolünü eline almaya karar verdin.. Günlük düzenli yemeklerinden herhangi birini yemek için sofraya oturduğunda, yemek tam senin önündeyken, yemeğe başlama dışında başka yapacak bir şey kalmamışken, kısa bir an gözlerini kapa ve içinden sessizce ama kuvvetle kendine YARISI diye bağır… YARISI kelimesini söyledikten sonra gözlerini aç yemeğini yemeye başla.. tabağının yarısını bitirdikten sonra, şaşkınlıkla ve hayretle göreceksin ki miden o kadar doyacak, o kadar doyacak ki, artık bir lokma daha yemen mümkün olmayacak.. Mükemmel bir doygunluk ve tokluk bedenini saracak.. tabağını yarısı doluyken tabağını iteceksin ve kendi içinde kendine karşı mükemmel bir gurur geliştiğini göreceksin, kendinle de gurur duyacaksın, çünkü artık yiyecekler seni kontrol edemiyor, sen yiyecekleri kontrol etmeye başladın…

Şu andan itibaren aklının ve senin zaten bildiğin, sağlıklı yaşamak ve kilo vermek için gerekli olan yiyecekleri yemeye başlayacaksın.. Bu sözün gerçek anlatmak istediği, sen yemek aralarındaki atıştırmalardan, böreklerden, simitlerden, dondurmalardan, cipslerden, patates kızartmalarından, hamur işlerinden, ve tüm diğer ıvır zıvır yararsız yiyeceklerden uzak duracaksın… tekrar ediyorum, o güzel aklının yararlı olduğunu bildiği yiyecekleri yiyeceksin… seni sağlıklı, güzel ve zayıf yapacak yiyecekleri….

Korkma, sevdiğin yiyecekleri yine seveceksin… amacım seni sevdiğin yemeklerden uzaklaştırmak değil… İstediğin kiloya ulaştığında, bu güzel, ince, sağlıklı bedeninin korumak için gereken kadar, tekrar ediyorum gereken kadar yiyebilirsin..

Bildiğin gibi kilolarından kurtulmanın tek bir yolu var… Kullandığından daha az enerji almalısın… Bunu sağlamak için sürekli olarak yeme alışkanlığını kontrol etmelisin.. Sürekli kontrol… sürekli kontrol… Sürekli kontrol için iki şey yapman, mutlaka yapman gerekiyor.. Birincisi kendini beğenmelisin…. Kendini sevmek zorundasın… bir çok, ama bir çok insan bilinçaltında kendisini sevmez… gerçek yada
hayali, değişik nedenlerden dolayı… kendini sevmedikleri içinde arzu ettikleri kiloya ulaşmalarına değer bir şey görmezler..

Bir şeyi çok iyi anlayalım… sen çok özel ve eşsiz bir insansın… bu milyarlarca insanın yaşadığı dünyada seninle aynı olan başka birisi yok… bu dünyadaki tüm insanlığın tarihinde de seninle aynı olan başka bir insan yaşamadı… eğer olsaydı, senin şu anda burada bulunmana gerek kalmazdı.. gelecekte de seninle aynı olan başka bir insan yaşamayacak… eğer böyle bir şey gerekli olsa, senin şu anda burada bulunmaman gerekirdi… sen eşsizsin… eşsiz bir insansın.. seni yarattıktan sonra kalıbını toprağa gömdüler.. bu nedenle, sende herkes kadar değerlisin ve iyisin, ve istediğin kiloya ulaşmayı herkes kadar hak ediyorsun…Buna ek olarak, şimdi bedenini fark ediyorsun.. çoğu insan bedeninin nasıl göründüğünü, nasıl yürüdüğünü, nasıl konuştuğunun farkında değildir… şimdi sen, nasıl göründüğünün farkında oluyorsun, ve istediğin hedefe ulaştığında nasıl görüneceğini biliyorsun… Bu iki önemli şeyin, yani kendini sevmenin ve bedeninin farkında olmanın ettiğin kiloya ulaşmak için gerekli olan yeme alışkanlığını sürekli kontrol altında tutmak için sana yardımcı olacağını göreceksin.. İstediğin kiloya ulaşmayı bir numaralı önemli işin yap.. bu öncelik yemek yediğin zaman oluşan yalancı zevkin ve güven duygusunun yerini alsın.. bu yalancı tatmin , anlayacaksın ki, sadece geçicidir… sadece yediğin sürece geçerlidir.. yemek bittikten sonra uçar gider…. İnsanlar neden sürekli yiyorlar… işte bu yüzden… bu yalancı zevkin ve güven duygusunun süresini uzatmak için…. Kendilerini kandırmak için… zevkli olabilir ama senin yok etmen gereken bir alışkanlık… Tekrar söylüyorum… hedef kilona ulaşmayı bir numaralı önceliğin yapıyorsun… şu anda… yalancı zevk ve tatminleri geriye atıyorsun… terk ediyorsun… şu anda, zamanın şu anında, bu bir numaralı öncelik, çok amam çok önemli oluyor senin için…. Tekrar söylüyorum.. istediğin kiloya ulaştığında.. sadece yeterli kadar yiyeceksin… bedeninin ihtiyacı kadar… bu güzel, ince, sağlıklı vücudunun ihtiyacı kadar yiyeceksin… sürekli yeni bedeninin ve yeni kilonun farkında olacaksın… böylece hedeflediğin ağırlıktan 2-3 kilo sapma olursa, beninin sana bu sapmayı hemen söyleyecek… bunu fark eder etmez, yine yeme alışkanlıklarına dikkat edeceksin… böylece arzuladığın ağırlığa, kendiliğinden ve kolaylıkla döneceksin…

Birazdan, 1 den 3 kadar sayacağım… 3 deyince ağzının kurumaya başladığını fark edeceksin… dudakların kurumaya başlayacak… bu hissetmeye başladığın kuruluk bedeninin doğal susamışlığı… temiz, renksiz, berrak, saf taze suya olan özlemi… ve bu susuzluğunu tatmin edecek, giderecek tek şey su… temiz, berrak, saf, renksiz, taze su….
Bu andan itibaren, ağzında bu susuzluğu, kuruluğu, huzursuzluğu, ya da bir şeylerin boğazından geçebilmesi arzusunu duyduğunda, susadığını anlayacaksın… hemen ve duraksamadan… bedeninin taze, renksiz, temiz, berrak, saf suyu arzuladığını anlayacaksın…. Ve tüm gün boyunca bedenini bu arzusunu bol bol, istediğin kadar, tazeleyici, yenileyici, sağlık verici, enerji verici, lezzetli, temiz, renksiz, saf su ile gidereceksin… bol bol su içeceksin… ve su o kadar taze, o kadar tazeleyici ve lezzetli ki….bedeninin her zaman ihtiyaç duyduğu , şiddetle aradığı bir içecek.. ve su o kadar temizleyici ki.. tüm zehirleri, tüm bozulmuş yağları vücudundan alır uzaklaştırır… Gün be gün… sürdürdükçe… bedenine taze , renksiz, saf suyu verdikçe… bedenin çok daha düzgün çalışacak…. Vücudunda sıvı toplanmayacak… bedenindeki birikmiş sular, eski, sular, sıvılar yerini taze, güzel hoş suya bırakacak… kendini harika , sağlıklı, özgür hissetmeni sağlayacak..

hipnoz

Affetme Telkini

Affetme Telkini

Affetmek eğilmektir..

Kırılmadan eğilmektir.. affetmek acıların yükünü, acıların yükü altında güçlü olarak eğilmektir.. kırılmadan.. ama affetmek çok çabuk yaralardan iyileşmektir.. yaralardan ve acılardan kurtulma gücüdür.

Yaşam haksızlıklarla doludur.. ama yaşamın acımasızlıklarına karşı affedici ol..

**

ve kendini affet.. bugüne kadar pişmanlık duyduğun tüm yaptıklarından dolayı kendini affet.. ve yapmak isteyip de yapamadıklarından dolay kendini affet.. bugüne kadar yapamadıklarından dolay kendini affet..

ve.. tam kendin olmak için kendini affet..tüm pişmanlıklardan dolayı kendini

affet..

kendi içine yaptığın her adımda kendini affet..

kendi kendini affettikçe ruhunu temizleyeceksin..

ruhunu temiz pırıl, taze sularla yıkamaya başlıyorsun.. etrafında iyileştirici ışığın parıldadığını göreceksin.. etrafında kutsal bir ışık parıldamaya başlayacak..

kendini affettikçe.. başka insanları affetme gücün ortaya çıkmaya başlayacak.. kendinden utanç duymadığın zaman.. kendini affetmeye başlamışsın demektir.. kendini affetmek kendini sevmektir..

kendini olduğun gibi kabul ettiğin zaman..

ruhun temizleniyor..

o ruhun.. temizlendikçe..

başkalarında o insanları affetme gücünü buluyorsun..

benim sesimi duydukça.. içindeki acıları attıkça.. kendi kendini affetme duygunu ortaya çıkarıyorsun..

bugüne kadar başına gelen şeylerin o kadar kötü olmadığını görüyorsun.. mutsuz olmaya, acı çekmeye, ihanete uğramaya hakkın olduğunu öğreniyorsun.. kızma hakkın olduğunu öğreniyorsun..

başkaları sana haksızlık yaptığı zaman.. kızma hakkın olduğunu öğreniyorsun..

duyguları anlama, söyleme hakkın var.. duygularını gömersen..

kızgınlıklarını, gücenmişliklerini, bedenin altına itmeye kalkarsan.. bil ki bir gün patlarlar.. aynı bir yanardağın patlaması gibi patlarlar.. bir yanardağ gibi.. kızgın lavları fırlatırlar..

bir tüpün patlaması gibi.. sıkışmış gazın patlaması gibi.. patlarlar..

**

seni incitenlerle yüzleş.. acı verenlerle yüzleş.. söyle onlara ne kadar kötü hissettiğini.. sadece.. burada, hayalinde söylemen yeterli.. sözle bütün yaptıklar kötülükleri..

affetmek onları sevmek değildir.. onların yaptıklarını unutmak değildir.. bütün sınırlarını koruyabilirsin.. ilişkilerini istediğin gibi ayarlayabilirsin..

adalet her zaman istediğini gibi olmaz.. tanrının adaleti de senin istediğin gibi olmaz.. ama affetmek adaletinde ötesindendir.. çünkü tek bir sonucu vardır.. senin iyileşmendir..

**

bazen insanlar seni incitirler.. bazen sana acı verirler.. neden biliyor musun.. çünkü onlarda büyüyorlardır.. öğreniyorlardır.. onların yetersizliklerini affet.. onların insan oldukları için affet.. onlar tanrının yarattığı insan olduğu için affet..

affetmeyi reddetmek kendine acı vermeye devam etmektir.. kendini kurban olmaya devam etmektir..

**

affetmedikçe kafese kapanmış bir kurbansın ve bir kurban olarak kalacaksın..

kurbanlık bir koyun olarak kalacaksın..

**

kurbanlığı reddet.. ve affeden bir kişi haline dönmeyi iste..

**

affetmeye nasıl karşı koyduğunu düşün.. içindeki canavarları nasıl korumaya çalıştığını düşün.. bunları içinde tutmak için nasıl enerji harcadığını düşün.. bu enerjiyle hayatı bambaşka bir gözle görebilirsin.. bu kızgınlıklarını korumak için harcadığın enerjiyi mutluluğun için kullan..

**

affet gücü eline al.. kendi kontrolünü eline al.. kurban kalmak için harcadığın

enerjiyi kendi kontrolünü eklinde tutmaya harca..

**

affetmek en imkansız durumlarda bile mümkündür.. en acı durumlarda bile mümkündür.. asla ve asla affedilmeye mümkün olmayan için mümkündür.. affetmek seni yaradanın iyiliklerine saygı duymaktır.. seni yaratanın içine yerleştirdiği o özü hissetmektir..

**

seni yaratan içinde hissetmek istiyorsan affedeceksin..

dünyaya o ilk geldiğin anı hissetmek istiyorsan affedeceksin.. tanrıyla bütünleştiğin ana ulaşmak istiyorsan affedeceksin..

**

affetmek gerçek bir reçetedir..

**

kötülüklerden duyduğun acıları geçirecek tek ilaç affetmektir..

**

tıkanmışlıkları kaldırmak istiyorsan affetmekten başka hiçbir çare yoktur.

bu bir seçim..

affediyorum ve iyileşiyorum.. sağlıklı yaşamak için bir seçim..

o vahşetin içinden.. o kinlerin içinden, bulacağın bir seçim.. o güzel yolu bulabilmek için yapabileceğin tek şey affetmek..

**

büyüklerini affetmekte zorlanırsan.. anne baban gibi.. zorlanırsan..

hatırla onlar da aynı senin gibi yetiştiler.. onlar da aynı kendi anne babalarından aynı senin çektiğin eziyetleri çektiler.. onlar nasıl öğrendilerse.. ne yaşadılarsa.. sana onu aktardılar..

onlarda birer kurban.. onlarda birer kurban. Onlar belki sürekli kurban..

Acıyı unutmak zorunda değilsin.. acıları unutmadan affedebilirsin.. unutma ama acıtmasın.. acıyı hatırla.. acının kendisi değil.. olayı hatırla ama acıyı değil.. ve hatırla ve affet.. acıları sil.. kendi içinde oluşan acıları affet..

**

affetmeye başladığın zaman içinde iyileşmede başlayacak.. yolu akması gereken yöne çevireceksin.. affederek o nehri yoluna sokacaksın.. affederek o yarayı mikroplardan temizleyeceksin.. yaralar temizlenince kendiliğinden iyileşme başlar.. iyileşme enerjisini serbest bırakacaksın..

acısız ilişki yoktur..

her ilişkinin içindeki sevgiyi görebilmen için affetmen lazım.. hiçbir saldırı affedilemez değildir..

aklını kullan.. içindeki bilgeliği hisset..

içindeki affetme gücünü hisset..

affedilmek istediğin zamanları hatırla.. kendin için istediğini başka insanlara

ver..

önce küçük şeyler bul affedecek.. böyle affetmeye alışmaya başla.. basit basit affettikçe.. zamanla büyük sorunları da affetmeye başlayacaksın..

affetmek öğrenmektir.. öğrendikçe affedersin.. affetikçe öğrenirsin.. aynı olayı, aynı kişiyi tekrar tekrar affedebilirsin..

affetmek başta gereksiz bir şey gibi gelebilir.. ama affettikçe, içindeki olumlu değişikliği gördükçe.. daha çok affedeceksin..

hiç kimse sana kendini daha kötü hissetmene neden olamaz.. kurban olmayı seçme hakkında var..

özgür olmayı seçme hakkında var..,kendi duygularını içine tıkma hakkında var.. seçim senin.. tık ya da bırak..

o kini nefreti tuttukça.. başkaları değiştiremezsin.. sadece sadece ve seni değiştirir.. ama sadece hastalıklara doğru götürerek değiştirir..

affedemem değdin zaman.. sor kendine.. affetmiyeceğim mi demek

istiyorsun..

kalbine dön.. kalbinin sesini duy..

içinin sesini.. içinin gücünü duy.. affedemem mi? Affetmiyeceğim mi?

Affetmek cesarettir.. affetmek büyüklüktür.. affetmek kararlılıktır..

Kazı içini derinlere doğru.. ara.. o gücü bulacaksın.. aradığın gücü bulacaksın..

Affetiğin zaman kalbini iyiliklere açacaksın.. affettiğin zaman bugünün

yabancıları yarının dostlar olacak..

Affettiğin zaman o huzuru bulacaksın..

Acılar.. kırgınlıklar.. senin yaşama arzunu oraya gömüyorlar..

İçine baktıkça sadece kötülükleri görüyorsun..

İçindeki huzurun ortaya çıkmasını istiyorsan.. affedeceksin..

Kendi seçimini yapacaksın.. başka insanların sesini dinlemeyeceksin.. düşünmeden evet demeden yargılamadan.. kurbanın onlar olduğunu bilerek affedeceksin.. kendini kurbanlıktan kurtaracaksın..

Birisi seni affetmezse de bunun cevabı onu affetmemek değildir.. seni affetmediği içinde onu affedeceksin.. eğer sen onu affetmezsen seni bağlamasını kabul etmiş olursun..

AFFET VE HUZURA KAVUŞ.

Affetmek istediğin insanı düşün.. o insanın etrafını tanrının ışığı sarıyor… ve sende aynı ışığın içine doğru yürüyorsun.. ve birlikte o tanrının varlığını hissediyorsun..

Hiçbir özür bulamazsanda affet.. hiçbir neden bulamazsanda affedeceksin.. Affın kendine saklarsan..

Yanlışların kendiliğinden doğru olmasını beklersen.. Kendini ebediyen kafese tıkmış oluyorsun..

Onu beklersen, özrü beklersen..

Kendini ömür boyu hapse mi mahkum ediyorsun.. onlar seni oraya tıktılar ama çıkarmak senin elinde..

Affetmek başkalarının yaptığını sana yapmak değildir. Hayatta kendine vereceğin en iyi hediyedir..

Kendini affetmek kendine verilecek en iyi hediyedir..

Kendine mükemmelliğin hediyesini ver.. Hisset hayatın ne kadar kolay olacağını.. Hisset geçmişinden kurtulmayı..