PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU NEDİR?
Paranoia teriminin ilk kez antik Yunan’da kullanıldığı ve “delilik” karşılığında kullanılan Yunanca para (dışında)
ve nous (akıl) (=akıl dışı) kelimelerinden oluşmaktadır.Başkalarının davranışlarını kötü niyetli olarak yorumlayıp sürekli bir güvensizlik, kuşkuculuk aşırı kıskançlık, aşırı gururlu olma, geçimsizlik, kincilik, kendini üstün görme gibi özellikler gösteren bir kişilik örüntüsüdür.Çabuk alınırlar ve başkalarının söz, bakış ve hareketlerini kendilerine karşı olumsuz yorumlamaya meyillidirler. Cinsel konularda ve yakın ilişkilerde aşırı duyarlı, alıngan ve kuşkucudurlar. Düşünce biçiminde paranoid eğilimler vardır
PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU DSM 4 TANI KRİTERLERİ
A..Aşağıdakilerden en az dördünün olması ile belirli, genç erişkinlik dönemimde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, başkalarının davranışlarını kötü niyetli olarak yorumlayıp sürekli bir güvensizlik ve kuşkuculuk gösterme.
- Yeterli bir temele dayanmadan başkalarının kendisini sömürdüğünden, aldattığından veya kendine zarar verdiğinden kuşkulanır.
- Dostlarının veya iş arkadaşlarının kendine olan bağlılığı veya güvenirliği üzerine yersiz kuşkuları vardır.
- Söylediklerinin kendisine karşı kötü niyetle kullanılacağından yersiz korkuları olduğundan başkalarına sır vermek istemez.
- Sıradan sözlerden, olaylardan aşağılandığı veya kendisine gözdağı verildiği şeklinde anlamlar çıkarır.
- Sürekli kin besler, yani onur kırıcı davranışları haksızlıkları ya da görmezden gelinmesini bağışlamazlar
- Karakterine ve itibarına saldırıldığı yargısını taşır, öfkeyle ya da karşı saldırıda bulunurlar.
- Haksız yere eşinin sadakatsizliği ile ilgili kuşkulara kapılır.
B. Şizofreninin, psikotik özellikler gösteren bir duygudurum bozukluğunun veya başka bir psikotik bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır ve genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.
[/fruitful_tab] [fruitful_tab title=”TİPLERİ/ÇEŞİTLERİ”] Tab 1 content place [/fruitful_tab] [fruitful_tab title=”SIKLIK VE YAYGINLIK”]PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU EPİDEMİYOLOJİ-YAGINLIĞI-SIKLIĞI
- Paranoid kişilik bozukluğunun yaygınlığı % 0,5–2,5’dir.
- Bozukluğu olan kişiler nadiren tedavi arayışı içine girerler. Eşi ve iş arkadaşları teşvik edici olduklarında işbirliği yaparlar ve bundan rahatsızlık duyarlar.
- Bozukluk erkeklerde kadınlardan daha yaygındır ve ailevi geçiş göstermektedir.
- Azınlıklar, göçmenler ve sağırlar arasında genel popülasyonda daha yüksek oranda görüldüğüne inanılmaktadır.
Paranoid kişilik bozukluğunun belirtileri nedir?
- Karşılarına çıkan kötü davranışları affetmedikleri gibi, kin tutma duyguları fazladır.
- Yalan söyleme ve gerçekleri saptırma oldukça yaygındır.
- Herkesten üstü olduklarını düşünerek, ukalalık yapar, kendine fazla güvenirler.
- Otoriteye karşı baş kaldırma eğilimleri vardır.
- Kuşku duyma, kıskançlık ve çekememe duyguları baskındır.
- Sorumluluk almak istemez ve suçunu üstlenmekten kaçınırlar.
- Çevresinden gelen normal davranışları bile kötü olarak algılamak.
- İnsanların sadakatlerinden şüphe duymak ve çevresine güvensiz olmak.
- Sadece kendilerini korumak amacıyla, aşırı derecede saldırgan tutum sergilemek.
- Başkalarını suçlama eğilimi içinde olmak.
- İnatçı, sabit fikirli ve ketum bir yapıda olmak.
- Her an için kızmaya, agresifleşmeye ve öfkelenmeye hazır olmak.
Klinik Bulgular
Bir teşhis konulacağı zaman diğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi klinik görünümler klinisyenin dikkatini çekmeye yönelik bir işaret gibi hizmet edebilir. Bununla beraber şizoid bozukluğun DSM-III-R teşhis kriterlerine katı bir biçimde bağlı kalınırsa bu bozukluğa sahip pek çok hasta gözden kaçırılacak dolayısıyla yanlış teşhis konulacaktır. DSM-III-R’de tanımlandığı şekliyle şizoid kişilik bozukluğu genelde alçak seviyede kişilik yapılarına sahip olan kabaca klinik şizoid hasta prototiplerine denk gelen soğuk, ihtiyatlı, izole, içe dönük, ekzantrik, ve garip ağır hastaları saptar. Genel şizoid bütünün bir parçası olarak ya da narsisistik ya da borderline boyutlarına ilaveten bunun yerini alacak psikopatoloji boyutu olarak önereceğim DSM-III-R’nin kaçınmacı kişilik bozukluğu tanım açısından daha yüksek seviyede şizoid kişi profiline yaklaşır.
Ayrıca teşhis için yararlı olan Guntrip’in şizoid bireyin gösterebileceği klinik özellikleri içeren bakış açısıdır. Bunlar şu şekilde düzenlenebilir:
- Saf şizoid küme: geri çekilme, içe dönüklük, duygu yoksunluğu
- Narsisistik küme : Narsisism, üstünlük, kendine güven
- Borderline küme : Depersonalizasyon, regresyon, yalnızlık
Şizoid küme; kişinin güvenli, stabil kişiler arası uzaklık sağlama ihtiyacının en dolaysız ifadesidir. Bu küme şizoid kişilik bozukluğu tanısı koymak için bir gerekliliktir ama yeterli değildir. Bu kümede bulunan görünümler gözlemci tarafından kolayca tanınabilen aleni bir fenomen olarak ya da örtülü bir fenomen olarak görülebilir. Diğerlerini ve ilişkileri uzak bir mesafeden subjektif ve intrapsişik olarak deneyimleyen hasta, gizli şizoid olarak tanımlanabilir. Bu durum hasta tarafından içsel ve subjektif bir fenomen olarak anlatılır.
Şizoid küme tanı için gerekli olsa da, hasta narsistik ya da borderline görünümlü semptomlarla karşımıza çıkabilir. Ancak, şizoidin narsisizmi narsistik kişilik bozukluğundan farklıdır. Bu, hastanın diğerlerinin üzerinde güvenli bir mesafe sağlama ihtiyacının bir yansımasıdır. Bu, diğerlerine güvenmeme duygusudur, grandiyöz kendilik gösterimi değildir. Aynı şekilde borderline özellikler, borderline kişilik bozukluğunun bölünmüş nesne ilişkileri biriminin yansımaları değildir (özellikle kötü kendilik gösterimi). Bu daha çok uzak durmanın değişik bir biçimde gösterimidir.
Gelişimsel Yaklaşımlar
Borderline ve narsistik bozukluğu olan hastalar kendileri ve diğerleri arasında bir iletişim ağının bulunduğuna inanırlar. Ancak, iletişim kanallarını açık tutan ve kurulmuş olan bağlanma örüntülerini sürdüren özel durumları keşfetmek için yüzleştirilirler. Bu durumlar regresyon, uyma, aynalanma ve mükemmeliyetçi gayretler içermektedir. Şizoid kişi, bir iletişim ağının bulunmasına dair bir inanç beslememektedir. Böyle bir ihtimal olsa bile ciddi şekilde riskli ve tehlikelidir. Şizoid kişi için temel “primitif ıstırap” veya “tasavvur edilemez anksiyete”, iletişimin hiç olmadığı bütünüyle izolasyon halidir (Winnicot).
Bu düzlemde ilişkiler nasıl oluşur? Bu soruya şu andaki en iyi cevap şudur: şizoid kişi, ne yaparsa yapsın iletişimi sürdürmek, yapılandırmak ve uzlaşmak için gerekli durumlardan tatmin olmadığında bu kanıya varır.
Şizoid kişiyi ilgi konusunda umutsuzluğa yaklaştıran hissin doğasında ne vardır? Doğa ve kaderi bir kenara bırakırsak, birçok şizoid kişinin ilgideki/ilgilenmedeki çabalarına dair subjektif deneyimleri hiçbir işe yaramaz ve aşağılama, küçümseme, hor görülmeyle karşılaşır. Subjektif deneyimleri, aile sisteminde vazgeçilemez bir unsur olmak değildir. Sağlıklı ya da patolojik bir amaca hizmet eden insancıl olmayan ve kimliksiz fonksiyon, arka sahanlığa atılır ta ki hizmetleri daha sonra istenene kadar. Bu deneyim birçok metaforla açıklanır: örneğin kendini android, kukla ya da köle hissetmek.
İntrapsişik Yapı
Şizoid kişilik bozukluğun intrapsişik yapısı iki bölümden oluşur: Savunmacı Nesne İlişkileri Birimi (Efendi – köle birimi) ve Sadistik Nesne İlişkileri Birimi (Sürgündeki kendilik birimi).
Şizoid kişilik bozukluğu genellikle son birimi aktive eder ve diğerlerini potansiyel olarak tehlikeli, aşağılayan ve yoksun bırakan olarak deneyimler. Sürgünün karı, güvenliktir ama bu arada zararlı yanı da izolasyon, yalnızlık, yabancılaşma ve “kozmik” yalnızlık deneyimidir. Bu kişileri nadiren tedavide görürüz.
Bedeli ne olursa olsun güvenliği sağlamaya isteksiz şizoid kişilik bozukluğu, efendi- köle birimini aktive etmeye eğilimli olur. Ve bundan da ötesi, gönüllü olarak tedaviye istekli olurlar. Efendi – köle birimi başka bir düzen oturtmaktır. Daha ilişki içerisindedir ancak bunun da hastaya bir bedeli vardır. Burda nesne manipule edici, zorlayıcı, kontrol edici ve uygun olarak algılanır. Kişi ilişkinin durumlarını bir kölenin kabullendiği gibi kabullenir çünkü kişi ilginin açık olma yolunun sadece bu olduğunu düşünür. Bu durum kendini uyma, bağımlılık, itaatkarlık ve kurban olma olarak ortaya koyar. Şizoid kişilik bozukluğu olan hastalar korunmacı, adaptif olarak ve savunmacı olarak kendine yeten, kendine güvenen, kendini kapsayan ve fanteziler üreten insanlar olurlar. Fantezi ve kendine yetebilme şizoid uzlaşmadır. Bunlar, efendi-köle ve sürgündeki kendilik birimleri arasındaki gelgitleri regüle etmek için sarf edilen çabalardır.
PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU ETİYOLOJİ
Paranoid kişilik bozukluğu genç erişkinlik döneminde başlar
Belirtileri yalnızlık, arkadaş edinememek, aşırı hassas olmak, tuhaf düşünceler ve fanteziler olarak görülür
Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, çocukluk dönemine ilişkin aile sorunları saptanabilir. (Yansıtma mekanizmasının etkisi ve paranoid-şizoid durum)
Aile öyküsünde şizofreni olanlarda daha sık görülür.
Genç ergenlik döneminde başlayan bozukluk, farklı koşullarda ortaya çıkar. Yalnızlık, aşırı hassasiyet, arkadaş edinememe, fanteziler, tuhaf karşılanacak düşüncelere sahip olma gibi belirtiler görülür. Çocukluklarında aile sorunları yaşamış, sömürüye uğramış olabilir. Ailesinde olan aşırı baskı ve öfkenin kendi özellikleri olmayıp, sadece karşısındakilerde bulunduğunu düşünürler. Kendilerini yetersiz görüp, aşağılandıklarını hissederek bunun için çevresini suçlarlar. Bebeklik dönemlerinde kızgınlık ve sevginin aynı anda olabileceğini öğrenemeyenler de risk altındadır. İki duygunun aynı insanda bulunmasını sağlamaya çalıştıklarında, nefretin sevgiyi yok edeceğini düşünerek, anksiyete durumu yaşarlar. Bunu engelleyebilmek için, tüm kötü şeyleri dışarıdaki insanlara yöneltirler. Dış dünyanın kendini kurban edeceğine, sürekli olarak kendisini korumak için savunmaya geçmesi gerektiğine inanır ve yaşamlarını böyle sürdürürler. Bu kişiler benlik gelişimlerini tamamlayamamışlardır. Kişilerde hakkımda iyi düşünmediğini tahmin ediyorum yerine, hakkımda iyi düşünmediğinden eminim, görüşü oluşur.
[/fruitful_tab] [fruitful_tab title=”GİDİŞAT VE SONLANIM”]PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU GİDİŞ VE SONLANIŞ
- Paranoid kişilik bozukluğu bazı kişilerde yaşam boyu sürer. Bazılarında ise şizofreninin habercisi olabilir. Geri kalanları ise ya olgunlaşır ya da stresleri azalır.
- Genel olarak kişilik bozukluğu olan hastaların başkalarıyla yaşamları boyunca problemleri vardır. İş ve evlilik sorunları yaygındır..
PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU AYIRICI TANI
- Uzun süreli anfetamin ve kokain kullanımına dikkat edilmelidir. Stimulanların uzun süreli kötüye kullanımı benzer semptomlara neden olabilir
- Paranoid kişilik bozukluğunda hezeyanlar, halisünasyonlar ve formal düşünce bozukluğu yoktur. Bu yüzden paranoid şizofreniden ayırt edilebilir.
- Paranoid kişilik bozukluğunda belirgin hezeyanların olmamasıyla hezeyanlı bozukluktan ayrılır.
- Uzun süren antisosyal davranış hikayeleri, antisosyal karakterleri yoktur.
- Şizoid kişilik bozukluğunda paranoid düşüncelerin olmamasıyla ayrılır
PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU TEDAVİ
- Tedaviye geliş; aile üyeleri ya da
başka etkenlerin zoru ile terapiye başlarlar
- Araştırmalar düşük dozda verilen bazı ilaçların terapi ile birlikte kullanılması ile başarılı sonuçlar elde edildiğini göstermiştir. Fakat Paranoid kişiler ilaçlara kuşku ile yaklaşacakları için ilacın yan etkilerine ciddi tepkiler verirler.
- Grup terapisi paranoid bozuklukta uygun olmadığı görüşü baskındır
- Bireysel görüşmeler şeklinde uygulanan profesyonel psikoterapiler başarılı sonuçlar verir.
- Terapide güvenlerini sağlamak en önemli unsurdur
- Hastayı zayıf ve küçük düşmüş hissettirmemeye, utandırmamaya dikkat edilmelidir.
- Yansıtma savunma düzeneğini kullanma gereksinmelerine anlayış gösterilmelidir.
- Sürekli üzerine gitmek ve paranoid düşüncelerin gerçeğe uygunsuzluğunu tartışmak bunları doğrudan sorgulamak anlamsızıdır
- Psikoterapötik yaklaşımın önde gelen amacı hastanın algı dünyasındaki gerçekliğinin doğru olmayabileceğini düşündürmek, buna ilişkin bir iç görü kazandırmaktır.
- Bireyi terapiye getiren hayatında güçlük yaşamasına neden olan durum üzerinden gidilmeli, diğer alanlara dair bilgi almaya yönelik çabalara pek girilmemelidir
- Zarif espirilerle düşündürmeye yönlendirmek, direk yönlendirme yapmamak yararlı olacaktır
PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU VAKA ÖRNEĞİ
Bay E; Şüpheci Okul Müdürü
Bay E. 51 yaşında bir ortaokul müdürü. Okul yönetimiyle arasında geçen, mesleğini tehlikeye atan bir çatışmanın ardından, eşinin ısrarları üzerine değerlendirme için gelmiş.
Eşi evliliklerinin katlanılmaz olduğunu ve eğer Bay E. herkesle kavga etmeyi bırakmazsa onu terk etmek zorunda kalacağını söylüyor (Terapiye kendi isteklerinden ziyade bir başkasının zoru ile gelme).
Yeterli bir temele dayanmadan başkalarının kendisini sömürdüğünden, aldattığından veya kendine zarar verdiğinden kuşkulanır.
okul yönetim kurulu üyelerinin, personel ve bir grup mutsuz ana baba ile birlikte onun ayağını kaydırmak için komplo kurduklarını düşünüyor.
Dostlarının veya iş arkadaşlarının kendine olan bağlılığı veya güvenirliği üzerine yersiz kuşkuları vardır.
Öğretmenlerin ve personelin, onu kötü göstermek ve koltuğundan etmek için “kendisinden bir şeyler sakladıklarını” ve okulda olup biteni kendisine anlatmadıkları hissi yaşıyor.
Eşinin kendisine bütünüyle bağlı olmayabileceğinden kuşkulanıyor
Söylediklerinin kendisine karşı kötü niyetle kullanılacağından yersiz korkuları olduğundan başkalarına sır vermek istemez.
Eşinin Bay E.’nin her zaman için başkalarından kuşkulanmak, duygu ve düşüncelerini gizlemek gibi bir eğiliminin olduğunu belirtmesi
Sıradan sözlerden, olaylardan aşağılandığı veya kendisine gözdağı verildiği şeklinde anlamlar çıkarır.
Sürekli kin besler, yani onur kırıcı davranışları haksızlıkları ya da görmezden gelinmesini bağışlamazlar
Karakterine ve itibarına saldırıldığı yargısını taşır, öfkeyle ya da karşı saldırıda bulunurlar Eşine, öğretmenlere ve personeline karşı hep kızgın ve münakaşacı.
Yedinci sınıf öğretmeninin, bu öğretmenin arkadaşı olan okul müfettişine, kendisi hakkında özel olarak küçük düşürücü bilgiler ilettiğini sanmış. Bir çok kereler bu öğretmeni odasına çağırarak “güvenine ihanet” ettiği için azarlamış.
[/fruitful_tab] [fruitful_tab title=”İLGİLİ VİDEO”] Tab 2 content place [/fruitful_tab] [fruitful_tab title=”KAYNAKLAR”]Kaynaklar
- Öztürk ,O. (2004). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, Ankara: Nobel Tıp Kitapevleri
- DSM-IV-TR, Tanı Ölçütleri (2000). (Çeviren: Ertuğrul Köroğlu) HYB: Ankara
- Kaplan,H & Sodock, B. (2004).Klinik Psikiyatri, (Çeviren: Prof. Dr. Ercan Abay). Nobel Tıp Kitabevleri: İstanbul